mesken
çok ağır bir konuşmaydı.
irkildim. kusacak gibi oldum. bütün cümleler midemi bulandırıyordu. sanki ihanet tek sebebi gözlerim olmasıydı yalnızca. çok ağır bir konuşmaydı. sustum. sanki tüm evreni dize getirdiğim hissettim bir an. dünya dönüyor, gözlerim ölüme kapılmış gidişine bir toprakta ben serpeyim anımsatıyordu. çok ağır bir konuşmaydı. kesildim. bir bıçağın ekmeği ortadan ikiye bölercesine. sanki büz bütün ortadan ikiye bölermişcesine.-hayatını ve suretimi.- çok ağır bir konuşmaydı. çaldı. bir şarkı çalmıştı gidişinde. sanki bütün notalar, acıma tuz basıyordu. şarkı biraz sen, biraz sen, biraz biz gibiydi işte. sonra notalar birer mermi gibi öldürüyordu vücudumu. çok ağır bir konuşmaydı. kapılar kapandı, şarkılar kapandı, telefonlar kapandı. sonra zaman biraz daha hızlı ilerledi. ben biraz daha şarampole yuvarlanıyordum sessizliğinde. boğuluyordum iyiden iyiye. gece biraz daha kırmızıya bürünüyordu. ve ben, bir sigara daha yakmaya karar vermiştim o sıra. ayetler iniyordu o sıra gözlerime. rafta duran bir kitabı açtım ve okumaya başladım. çok kitap okudum. ve çok iyi ölmeyi beceremedim. |