yolu kaldırım taşı/yordu.. yarına yalnızlığa hüküm iddiasıyla,sevgililer geçerken üzerinden zamana yenik düşmeyeceğini imâ ediyordu kaldırım taşları yollara tutturduğu sonsuzluğun hesabı yazgılar toplamından çıkarıyordu,aşkı korkuların en parlağını kopardı gözlerinden ıslak gecelere attı eskimiş olasılıkları tan ışığıyla çoğaltıyordu ’yollar bitmez’ kaygısını itirazsızdı güz kumruları ç/alıntı bir mevsime vuruldu kanatları gün çiçeği sus sevda yolu sessiz kalmıştı ölümlere ama umudun dilinde maviydi söz eşsizliğe düşürüyordu yâr varlığını,hep yineleyerek aşka boyuyordu şiir saçlarını şairler sokağından akan mürekkep bir otobüs yolculuğunda tanıdım kendimi/hasbelkader sevi ye düşmüş gün/ahlarım yol arkadaşım kelime kelime/sîne öğle güneşi ufkun saten buğusuna ilikliyordu sağa sola k/açışan aşk tümcelerini otobüsün dışında kırıldı içimdeki ayna sır/çalandı kaldırım taşları zaman hızıyla yarıştı ağır aksak duyguların tek/eri cam önü seyrinde öykü öykü geçiyordu sen izleri gönül yolu okumalarını örttüm yanımdaki boş koltuğa asfaltın alaca şeridi ayraçtı ömür kitabıma,molalarda gitme eylül dediğim vakitlerdi... |