masumiyet..kapıda nöbetçi bir gardiyan, aynada sen ve yüreği kırık şiirler ve gıyabında tutuklu bir şair, yüzümde ise fişlenmiş mutedil bir ölüm.. yüreğim az sonra kopacak bir facianın aynasından ramak bakıyor bütün şairlere ve bir halka, dışarı da ise garip bir hava var gökyüzü karamsar ve ebabil yağacak gibi bakıyor inatla ve hışımla bakıyor tül perdenin arasından mümkünü yok vuracaklar vuracaklar beni birazdan mümkünü yok... eş/ galim ellerinde masum beyaz bir mendil gibi, her şey aleyhime düzenlenmiş bir bülten sanki, her şey aleyhime yağacak, bütün ebabiller vuracak, bütün şiirler dolu olup yağacak... II- gıyabi tutuklu bir yaşamın sanık sandalyesindeyim şu an, oturmak çok zor ve meşakkatli, bedenim sanki Fransız ihtilalinden çıkmış bir devrimci kadar yorgun ve aciz, her taraftan ihtarname var, her taraftan şikayet.. şairler de aynadan izliyor duruşmayı, şairler diyorum bir halk ordusu sanki, hepsinde bir alacak listesi, hepsinde bir padişah nişangahı, ilan etmişler bu adam vurulacak, mümkünü yok.. hangi şiir yargılanacak o kadar kabarık ki şairler korkunun ecele faydası yok anlaşılmak anlatılmaktan daha zor... Diyarbakır/ eylül 2012 masum olan bütün yüreklere,bütün şiirlere,bütün şairlere aşığım.. yüreği güzel dostlarım hepinizi seviyorum.. |
dışarda ise garip bir hava var"
"ramak" bu cümlede doğru kullanılmış mı emin olamadım...
değişik bir şiirdi...düşündüren.