Bu Gün On İki Eylül
Bugün on iki eylül
Saatler gece yarısını çoktan geçmiş Ay sönük gibi gökyüzünde Ilık rüzgârın tatlı esintisi oyalanırken bedenimde İniltisi duyuluyor sanki bir dostun Ölüm nefese dokunurda çaresizliğe uzanır gibi Sesler kulağımda karma karışık Hışırtılı radyonun sesi götürülen binlerce can gibi Belki de son kez işitiyorum yeryüzünün uğultusunu Belki de Son kez bakıyorum dipçikler ensemde patlarken sevdiklerime Belki de ilk kez susuyorum haykıramadıklarıma Gözlerine bakıyorum boğazım ilmikli düğüm Yanıyorum sana söyleyemediklerime Nasılda seviyorum seni bir bilsen şimdi ellerinde ölüversem Nefesimin boğuk sesleri Dimağımda kemirgen fare, yar kenarlarında aksi seda Yüklenen suç VATANA can feda Nasılda seviyorum seni bir bilsen Toprağımda ölüversem Nasılda seviyorum seni bir bilsen Ay-yıldızın altına gömülüversem Bu gün on iki eylül Çok sessiz akar akarsular, deniz kabarır Dalgalar sert döver kıyıları köpükleri kanlı bırakır avuçlara Belki yine birileri ayak seslerinde kükrer Ürker yürekler ve yine ardı ardına batar gemiler Bu gün on iki eylül Susuyorum gelmişime Susuyorum geçmişime Ellerim havada dua ediyorum Binlerce şehidime Binlerce ölmüşüme |