SEN BU ŞİİRİ GİYİN VE HER MERMİYE AÇIK YÜREKLİ OL:
Yoksulların yok sayılan haklarının, meşru müdaafasına...
Ansızın akıllara düşen yaralayıcı bir fikirdim bir daha asla aynı akılda kalmayacak... I işgalci bir gecedeyim; sustum! uzun yollarla yarıştım sınadım sesimi uzaklıklarla yüzümde şarapnel parçaları sığmadım gecelere - hecelere dağlar kadar derin, uçurumlar kadar ıssız ve yorgundum şairler kadar... dalıp gidiyorum kederleri ayıklayıp; hayatın kursağında yoksul anaların sessiz hıçkırıkları işte bu yüzden sevinçlerim kanıyor, uykularım örseleniyor çocuklar da büyüyor, ipotekli günlerin kabaran kederlerinde çocuklar büyüyor, uçurumlar büyüyor büyümeyi bilmiyor sabrım; çocukların saf ve masum bakışlarında... susmayı büyütüyorum, büyüyüp çığlık olacak diye... suyu, elektiriği kesik evlerde ölüme rehin telef hayatlar; alnında yaşam kavgasının izlerini taşıyan yorgun babalar evlerde trajik yalnızlıklar, evlerde yıkım; evlerde hayatla hesaplaşan ’barut yürekli’ kadınlar!.. II yollardayım; özlemlerim büyüdükçe büyüyor yollar; hayatın kaçınılmaz acılarında bazıları sokaklarda yastıksız, yorgansız, bazıları masa başında uzuvlarını kaşımakta; fikirleri talan! şarkıları şiirleri türküleri yalan... ideolojileri felsefeleri yalan! sloganları pankartları hukuk kuralları ortaçağdan kalan! bazıları her şeyi tekrar ediyor ve sahtekar sevgilerde samimi özlemleri törpülüyor hepsinden geriye hiç değişmeyen ve büyüyen yalnızlıklar kalıyor sonra her şey yerini kesintisiz acılara bırakıyor... III bak, ömrünü harcadın da yaşamaya yetmedi bu açlık, bu ışıksızlık, insansızlık ve insafsızlık yurdunda sen tutsaksın, bileğinde kelepçeler, belleğin taş duvarların ardında yaşamın cehennemiyle yüzleştin de, suçluluğun bitmedi... / aylardan şubat ve ölümüne soğuk sen bu şiiri giyin ve her mermiye açık yürekli ol yoksa sesimizi diri diri sessizliğe gömecekler!../ (Birdal ERDOĞMUŞ) |
şiirdi herkes akıntılarından