ihtimal
acıyla kalkmıştık o sabaha.
biraz daha acı, biraz acı kahve biraz acı sigara otlara bürünmüştük oysa. biraz kıvılcımlı, biraz ateşli. Sonra saat gecenin dibine vuruyordu. yalnızlık, bir şişe dibindeki son damla kadardı içimde bir film çaresizliği dışarı çıktım, hiç eskimeyen bir film repliğiydi “seni seviyorum.” ne kadar anlamlı ve mekaşetli. yollar bir çölün sessizliği gibi. ve yalnızlık ,eskimeyen bir çorap ucuz bir beden ve eskimeye yüz tutmuş şiirlerdi bütün yaşanılanlar. ve gün biraz daha b’ağırdı. herkes biraz daha acıyla karışık sevişti acıydı yaşanılanlar ve yaşadıklarımız olanlar bir nüans gibiydi. ve gördüklerim biraz flu* idi. |