2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
740
Okunma
Bedenim
kendi odunu,
kemikleriyle yanıyor
vazoya ıslatılmış
menekşeler titrerken
serin gecede…
Güneşte unutulmuş aşk…
Kalp krizi sızmaya çalışıyor
tam kapanmayan pencereden,
kalp masajında kırılan kaburgadan
çok acıtır ihanet…
Son gün yeniden doğar,
beyaz bir gülümsemeyle bekler
perde arkasında,
balkona çıkar
temiz güne bakarım,
meymenetsiz yüzüm asık,
az önce işeyen kamış
muhtemelen kalkık,
maymun gibi kaşınırım,
ve sanki dün hiçbir şey olmamış,
kimse aldatılmamış,
kimse kovulmamış,
kimse kalbini kaptırmamış hayata,
kimse ölmemiş,
ve dünyanın bütün silahları
aynı anda tutukluk yapmış gibi
kutsal birşeye
yeni doğan son güne bakarım…
Derken bir ambulans geçer,
siren sesi patlar sabahın içine
işte o zaman
hayat korku salar üzerime,
bir siren sesi yeter insanı dehşete düşürmeye
güzel diye birşey kalmaz
süpürülmüş hayat kırıntısından geriye...
Ve bugün için
yeterince mutlu olduğumu düşünerek
payıma razı olur
tıraş olmak için
mağarama dönerim…
5.0
100% (3)