Damak tadı
Kim bilir içimi, ne halde, nasıl,
Hangi cehennemde, hangi cennette. Çıldırtmak üzere eyyamı fasıl, Fikrim firar etti, aklım cinnette. Bir işin ucundan tutamaz elim, El aleme karşı, hodulum, kelim, Muhannet yüzünden kırıldı belim, Altmış beş yılımın tümü minnette. Gönül dağlarını lavlar yararken, Bahtımı sim siyah duman sararken, Bir nefeslik olsun huzur ararken, Müebbet mahkûmu oldum illette. Girdaplar içinde dolanan şenim, Bağrımı yırtıyor, sızlıyor tenim, Herkes çok masum da, tek suçlu benim, Kötünün kötüsü, hatta şirrette. Beynime doldurdum cümle âlemi, Verdim mutluluğu, aldım elemi, Hükmüm kesinleşti, kırdım kalemi, Şimdi her şeyimle kaldım zillette. Ne yazsam meramım gelmiyor dile, Daha yüzlercesi benimle bile, En yakın dostlarım dert, bela, çile, Ne kadar uzağım, masum bir izzete. Musibetle dolu yaralı başım, Kendimden kendime sitemkâr taşım, Boğazımdan inmez bir kaşık aşım, Damağım tiryaki, zehir lezzete. 27.08.2012...Mustafa Yaralı |
Daha yüzlercesi benimle bile,"
gönlümün hastalığı ki bu mısralarda saklanmış..
ya sussun diyorum ölü gibi ya da patlasın volkanlar gibi.
fakat gönül yine okumak istediğini okuyor..
akla ne gerek der gibi..
selam ve dua ile.