nefret
Nefreti anlıyorum,
ancak hepsini değil… Örneğin trafikte deri değiştirir bazıları, klimalı araçlarında beklemeye dayanamazlar, yüzler kırmızı, gözler yerinden fırlamış, ve nefret kulaklarından taşarken, kesintisiz kornaya basar, yolun karşısına geçen yayalara söylenirler, bazende öndeki araçlara, ya da güzel birşeye… Kırkbeş derece sıcakta yürümek zorunda kalsalar ne yaparlardı? Bunu onlar için bile istemem… Yağmurda yol vermeyenler var birde, onlar araçlarında kuru, yayalar ıslak ucu ucuna yetişirler gidecekleri yere… Güneş altında bekleyip kıçından terlerken, yolun karşısına daha erken geçemediği için küfreden ya da nefretle bakan birine hiç rastlamadım, daha çok hareketsiz kum gözleriyle kabuğunu kabullenmiş kaplumbağa misali sakin yürürler, üç renkli hayat ölüm arasında… |