Aynalarda bırakılan
kırmızı rujun izlerini taşıyordu,gömleğinin yakası.
Sarhoştu galiba,ayağında topuklu ayakkabı varmışcasına tökezliyordu;
O hiç tanımadığım adam..
Bir ara takıldı gözleri
maviye çalan,ama daha çok
gecenin rengini andıran lacivert duvarlara..
Bir
kadındı aradığı!
Saçlarının sarı olduğunu sayıklarken yanaştım ona;
Sen dedi hiç aşık oldun mu?
Aşklı düşlerden kopup gelen ben değildim sanki!
Ezberlemiştim aslında ezberimi bozan o adamı görene dek.
Öldü diyordum soranlara;sevmedi diyemediğimden.
Daha çok içiyordu,susuşumu dinlememek için..
Onu öldürüp böyle sarhoş eden bir sokak
kadınını arıyordu yorgun gözleri.
Gecenin bilmem kaçıydı ki;
Ayın bizi terk ettiğini hatırlamıyorum bile..
Yalnızdık;
geceyi yakın tutmuştuk kendimize birde kaldırımları.
Gitmeliydi artık ezanlar okunuyordu.
Çünkü yeni bir umut daha doğmuştu içine,
Derken kayboldu gözden..
Hayat
siyah-
beyaz bir film di artık,
Ne demeli ki;gökkuşağı hep renkliydi,
Umut ise hep gri..
ELif YILmaz / /07.01.2012