SEVDA DİZELERİ 9
Aşık olman gerekmez,
ne sevmen İstanbul’u, ne Denizi mavi. Zeytin iri-diri, Taze-sulu, yuvarlak-parlak Dalında. Yere düşüp, Çile çekip Küp-Kavonozunda ama büzük, ama tozlu, ama acı, ama Taşlı, ama Yaşlı kendi Yağıyla kavrulup, varacak Kıvamına kara kuru olgunlaşacak alacak Yanına hey-gidi-seni yalın Ekmek, katık Soğan, beyaz Peyniri tadı doyumsuz yalın bir Senfoni, Çiçeği Burnunda körpe bir Şiir olacak. Mahzende Yıllanmış Şarap, Boncuk Üzüme aşık. Yeşil Erik kanmış Tuza, Sirke olacak, yazık! Uyumsuz, Asi-ekşi-hırçın Limon uzlaşınca çılgın-sulu Şekerle, Limonata Diş gıcırdatmıyacak artık. Kan Küpü Billur Nar Tanesinin narin acı Zarı okşar iken Damağı, Dudun buruğu, İğdenin unumsu Tadı sarıp-sarmalayacak Dil-Dudağı, gürül-gümbür Deli-Divane Şelale gibi çağlıyarak akacak Ağız Suyu olacak Şiir. Sele-Serpe Buğdaya sinmiş Güneş, ince rendelenmiş nefis Sebze, enfes olgun Domates, hele Unda yoğrulmuş, ağdalı Yoğurda çalınmış Çayır Suyu, yana-kaynar Buğu olmuş, konmuş mu Sofraya? Al sana güzelim Damak, canım Tarhana! İçi gizem, tadı özlem, özü Kır Çiçeği Kokusu dolu. Destan Anadolu da Şiirdir bana. Bir Yel eser, ki şişer Mintan, Gönül Yelken açar Ak Bulutlara, Hur-ra! Binersin Dalına dolu Dizgin, dört-Nala. Sevda, Elinde Kamçı, gezersin Dağ-Tepe-Deniz-Ova. Kız-Kızan, Er-Bebeler, Basma-Fistan giymiş Kınalı Güzeller. Yiğidim vurmuş Dalına; bir Kazma, bir Çapa, bir Kürek, Nasırlı Elinde kocaman bir Yürek. kırar-koparır Somunu, Burundaki bu nefis Koku, da Şiir. İncir, Sütü yapış, Kabuğu kaygın, Yaprağı tozlu, koca, yaygın, Meyvası kanlı-çatlak, kuruyunca Damla-Damla Bal kusacak, Şeker Parem içi Çıtır-Çekirdek Şiir 5 Duyuya hitap edecek; Görülcek Avuç dolu Anılar, bir-bir yakalanacak Hatıralar, duyulacak Kelimelerin Nabzı Satırlarda, hissedilecek Kalp Çırpıntısı, Kıpır-kıpır Heceler Yaşam kusacak, Kucak-Kucak söylenecek Kıtalar da Şiir. Bir Masada böyle başlar. (*) Matitasların özgür-mü-özgür, hür ve Demokrat Develerin Tellak olduğu Ülkemde; "- Sev!" dedik, öldünüz, "- Yaşa!" dedik süründünüz, her Şey bizim için, aferin! Güneşin batıdan doğduğu Ülkemde bir türlü doğmaz Umutlar, batar! Bir doğruda sen bul, Kara Zurna’m ya kızdır Medya’yı ya sevindir" de Şiirdir, Ekşi Eriğe, Kara Zeytine, Kuru İncire ve güzel Boncuğa, nefis Tahrana ile tozlu Köy Yoluna yakılan Ağıtlarda Şiir! Hani aşk Şiiri olacaktı bu, Sevdalı-Mutlu? Göz kurum yaşlı Yatağında ağlamaz Şair! (*) KARA ZURNA (3) Şiiri |