edisonyorgunluğumun gizli geçitinde tadımlık insanlar saklı kalabalığın yarattığı itiş kakış arasında flu sözler yerde duran bir damla yağmur pıhtısına ulaşmaya çabalıyor ölmekle öldürmek gel git leri çoğaltıyor derim çekiliveriyor sahneden koca çıplaklık alkışsız yaşamı öğreniyor o gün.. düş kırıklıkları için henüz aşı icat edilmemiş sesim iğrençleşiyor buharlaşmaya başlayınca çocukken ağladığım zamanlarda ki gibi gelen bir anne yok başucuma bunca yalanın arasında gerçekleri bilmemekle ayıplanıyorum eğilmeyen kalbin efendisi olmanın civcivlerin bile yutmayacağı masal oluşu derin uykumdan uyanmama sebep olmalı halbuki bugün.. adına yakışmalıydı kaçışların tünellerin sonuna edison çakmalısın konmazkuşun ya da kuşkonmaz dallarına bırak yuvalanmayı siyah beyaz fotoğraf sıkmalısın kanatırcasına avuçlarında yıllar yıllar önce doğumuna şahitlik edişinde ölümüne de tanıklık edeceğine söz vermemiştin gözbebeklerin dönmeliydi gözlerinin içinde düne.. |