Sana Uzak, Sona Yakın
Yaza yaza,
Kalemim küsüyor yokluğuna... Daha fazlasını istemiyor artık bu ayrılığın, Daha fazlasını düşünemiyor bile aklım... Daha ne kadar sürer diyorum bu şekilde, Ölmem daha ne kadar sürer? Can çekişmeler, Sona yaklaştığının habercisi değil midir hayatın? Duyduğumda, Olduğum yerde kalakaldığım tek kelimedir adın... Sana uzak, Sona yakın... Bir ömür, Bir eziyet böylesine bir mesafeyle devam ederken, Böylesine uzak... Sanki hiç gelmeyecekmiş gibisin sen, Yokluğuna küs kalemim bir daha hiç barışmayacakmış gibi... Bir kağıda özensizce, okunaksızca yazılan Bir köşede sessizce kanayan bütün o kırmızı şiirler, Bu küslükten değil mi? Barış ilan etmek istiyorum, Yani seni sevdiğimi... Hadi gel artık... Bir kaç saniye, İşte bu kadar dayanabiliyorum ben sensizliğe. Kaldırabileceğim yük bu kadar, Daha doğrusu bu kadarcık... Bak; Omuzlarım çökmeye başladı, Kaburgalarımla beraber -İçinde olduğun- kalbim de kırıldı... Bana doğru attığın bir adımın, Bin yara bandı. Yapıştırır, Öper bile yaralarımı. Ve geçer, Hiçbir şeyim kalmaz geriye... Sen, nasılsa en güçlü merhemsin... İyileştirmek için, N’olur dön artık hastalıklı hücrelerime... Ahmet Kastancı |