...
Birazdan özleyeceğim seni
Burnuma inceden kokun gelecek Tek içimlik sigara gibi Sinecek nefesime Terin teninden soyunup tenime dokunacak Şıp şıp akacak alnından Kasvetli sabahlarıma ışık olup doğacaksın göğsümün içinden Taşacak damarlarında gezinen sükut Gerilip kasacak kendini Bir mavzer kurşunu bölecek beni ikiye Biri Asya biri Avrupa Gel de getir iki yakamı bir araya Fasıl daha yeni başlıyor Derin derin iç geçirtecek bana musallat olan nefsim Sözde tercümana ihtiyaç yok Akıl bir zebaninin tokmağına hükmetmek için Karşı gelecek zırhıyla Ama nafile ! Her yer karanfil kokacak Senden bir söz dolanacak ağzımda Isıracağım avurtlarımı Sonra aşk kusacağım tüm dünyaya Elimin üzerinde şimdi elin Kıyı kıyı gelen şu eski sandal Şu kara gözlü gece Şu goncası dudaklarında asılı aşüfte kadın gibi Karaya vuracak cesetlerimiz üst üste Eskitme bir sandık İçinde etamin işleme yarım kalmış Şu Babil’de ölüm, İstanbul’da aşk Soluğumda sallanan Yarım yamalak Sevişlerim gibi tökezliyor Tarayamadığın saçlarımı sevmiyorum artık Onlardan kurtulmak için belki tüm garezim Şimdi sarıl sıkıca ama en sıkısından Memleket gibi sar beni Öp dudağımdan bir karıncanın Duası okunurken Ve rapunzelin saçlarından tutunup inerken ağaçtan Buz gibi suyu içerken avuçlarından … Sol yanım kanıyor çocuk Masal değil anlattığım İlmeği geçir boynumun tam ortasına Bir soluk kalsın O da senden olsun Bari bu gece gel de yalnız bırakma düşlerimde Delice kan ter içinde kalana kadar seviş benimle Olur mu dersin? Gözlerime bak ve söyle sadece ... ... |
Allaha emanet ol Sultanım.