rli camdan
zeytinyağı gibi sızarken
güneş,
kelimeler çıkar
kınından,
çiğ et üzerinde danseder eşek arısı,
kova dolusu
bozuk para
misali ağır,
yalanlar dökülür
dudaktan,
ucuz kahvaltı,
rahatsız otobüs yolculuğunda
sunulan bayat kahve tadında…
Gül soyuyorum,
pembe yapraklar avucumda,
gözkapaklarım misali,
savruluyor sıcak rüzgarda…
İnandığım ilk yalan,
kandığım son kadındı,
buzlu kaldırımda
otururken,
uzun hayatın önemi yok,
gözünden öp,
cehenneme üzerinde dimdik gireceğin siyah atının,
bulutlar şehirleri izler,
çöldeki kervan
hayat izi bırakır geride,
bir insan acı biriktirir dilinde,
bir ateş yanar içinde,
mum alevi misali sakin,
nefesinden beslenen bir ateş,
doğumdan ölüme,
bazende ölünce yanar,
kalabalıkta bir adam yürüyor,
eli cebinde,
az önce çıkmış mezarından,
evine giden yolu arıyor,
değişmiş sokaklar,
kokular aynı,
çöp ve lağım kokusu,
parfümlü bacak kokusu,
yalan ve ihanetin gözle görülen kokusu,
kalabalıkta bir adam yürüyor,
az önce çıkmış mezarından,
farkı yok hayatının,
genellikle ölümden…




Değişik ve güzel bir şiir okudum üstad
Kalemine yüreğine sağlık
Selamlar saygılar