YİRMİDOKUZ
Kumdan kaleleri süpürüp
Bir midyeyi yuttu Sahile şenlik dalgalar Henüz uyuyup sakinleşmemiş Akdeniz’i Bir rıhtımda bekleşip duruyor: Avcılar - Ki Bir ağla toplardı bizim kaptan tüm aylığını Ve titreyerek gerilmiş rüzgârın yumruğunda Kıpırdayan oltaların yemine Ölümüne atılıyor balıklar Ne kadar hüzünlü gökyüzünü kavrayan bulut Titreyen otları vurmakta yağmur Bugün soğuk bütün şehir Tekelsiz bakkalın, insafsız halinden Boş bir bardakla içimi ısıtıyor, sevdiğim Bir masa üstünde ertelenmiş şiirlerim gibi Ağaçların yaprakları serpilmiş, kabuklu dualara Ve Tanrı yanından kaymış Sinsi bir sisin yarattığı terk edilmişliğin Ucuz akşamlarının yalnızlığında – Durgun denizlere sığınan uzun bacaklı martılar Göğe doğru yükseliyorlar Dağınık sokaklarıma, sürünen eteklerinden Daha fazlasısın sen İstanbul’unun, sihirli feneri yansıyor Apansız: Gündoğumundan bir şal takarak ! ! Cevat TOYDEMİR |