KİM
Bir yarasadan çırpınan gece durumundan:
İçindeki yeri tutan kim! Nedir seni sürdüren? Her şey ertelenmişse: Kim koşar ki! – yarım kalmışlığının yarınına yazılmış adımın. Şu geciken soyunmuşluğuna; Kim giyinir – Kim toplanır! Kuruttuğun gözyaşına kalkalı; geri döndüğünde – Unutmuşluğundan bir damla huzur bulur musun? Neden, sökülür yüzler: Başıboşluklar çıka geldiğinde ve yoksul sokaklara uzanalı kim yeni güne dokunmuş. Ardına kadar açık bıraksan kapını, bir nefese vakitten – doğan güneş - gözlerini yeniden yıkar mı? Buzul sarkıtlara erişmeden ve ilişmeden kaldırımın adımlarına, uçmak mümkün mü kanatsız. Nasıl da kabuslar birikmiş – eski gövdene dizilip; bir yalnızlığa neden sıkışır ruhun! Kim toplar tüm ölüleri, kıyamet günü – yaradılışı resmetmek için; bir dolu suçun ağırlığını ölçmeye hangi zaman yetecek kadar varolmuş? Dünya kurulanı – birçok günah işlendi de: Kim gidecek Tanrı sahiline – bronzlaşmak için – o hırçın kayalığı şimdiye kadar kim aşmış. Peşini bırakır mı, tüm yaptıkların ve sorduğun sorular: Biliyor musun ki, bu uykunun görüntüsünden kurtulup Tanrıya nasıl kavuşulacak. Bedenin yürürken – gölgen neden ikiye ayrık; içindeki ruhu örtene kim olmuş neden? * Cevat TOYDEMİR |