Ezbersiz Lâl bir dilin çığlıkları...
Karanlık geceler,bir âmânın gözlerini araması kadar kördüm,
seni sevmeye başlayacağım arefe’de... Çünki ertesi gün bayram’ım olacağını sanmıştım... Olmadı başaramadık... Şimdi yalnızca yalnızlığımı yalnızlığıma anlattığım, sahipsiz cinayet çığlıkları attığım saatlerdeyim... Ve her an gönlümün kabristanlarında sana dua’lar etmek yerine, Ahh’larım , susuşlarım var ... Ve dudaklarımın tiryakilğinde alnı’nın tadı hâla. . . Zaten bir imkansız düştü benimkisi; şiirlerimde sana biçip giydirdiğim libas’ı, yırtıp atıyorum zifiri karanlık izbelere... Oysa kirpiklerinin batışı kadar yakmamıştı canımı, buruk bir elveda’n... Bir kan kalemiyle yazar gibiyim beyaz kağıda artık, adını,tenini kokunu ciğerlerime değin çekip, sen’li mısralarımı... Kırmızısı siyah’a karışmış... Ucu yanık,dibi sen oluyorsun dizelerimde... Ezbersiz Lâl bir dilin, sessiz intihar metoduyla kazıyorum artık seni... En çok seni unutmak istedim, meçhul bir kalabalık ortalarında yalın ayak, çırılçıplak bırakıp; ardıma bile bakmadan koşar adımlar kaçmayı yeğledim... Vagon yükü sırtıma vurduğum senden kalma acılarımla... Yağmurları döve döve, ve komidinin üzerinde bırakılmış, ucu yanık resmini alıp gözlerimin pervazlarına, söve söve unutmak seni...! Uykusuzum... Nereye dönsem acıyan yanlarıma basıyor, kabuklaşmış sevdalarım... Aşkın sıradan oluşunda kaybolmayı istemiştim... Kirli sakallarımı bundandır kesmeyişim... Paçavra yaşanılan aşk’lara inat, bayram bilecegim sen gelişlerinde parlatacaktım yüzümü; ve hani derler ya tertemiz bir sayfa açalım diye... Ben tüm vucudumla pak olmaya layık değilmiydim sen’le... Seni anlamak için kendi ayaklarıma çelme takmayı bile, göze almıştım... Varsın kanasın dizlerim en kırılmaz yerlerinde... Şimdi susma hakkım sanadır sevgili... Gelde su’suşlarımdan iç... 23/07/2012 |