kaptan hala benim
Bir tankın altından
sırt üstü sürünerek çıkmadıysan bana sakın süründüğünü söyleme. Bir kadın isterse kolaydır ya da zordur. Sen sadece siper alırsın. Üç kadehten sonra meme ucunda kıl olan ya da üçüncü meme ucu karnında çıkmış ya da ayağında altı parmak olan bir kadına razı gelebilirsin gecenin sonunda... Sarı laleler gibi yalnızsan gecede, siper al ve sessizce bekle. Tek gözüyle ay seni izliyor... Yalnızlık öldürür bazen yaşatır fakat yaşamak ölmekten beterdir... Beyaz elbisesiyle genç kadın girer bara. Kuru plastik gözler kadına bakar. Kötü kokan nefeslerini ıslatırlar önlerindeki içkiyle. Bir kadına en son ne zaman dokunduklarını düşünürler. Böyle bir kadını en son beş yıl önce çıplak görmüşlerdir. Genellikle porno sektöründe. Kadın sakin ve gücün kendinde olduğu bilinciyle bara yürür, oturur tabureye. Dört ayaklı tahta tabure üzerinde mükemmel bir kıç dünyanın sayısız harikasından biridir... Herkes birbirine bakar diğerlerinden daha çok şansı olduğunu düşünerek. Değildirler. Sadece eşittir şansları. Ancak daha az şansı olduğuna inananlar içkilerine odaklanır. Gençler cesurdur. Daha az reddedilmiş olmanın verdiği güvenle denemeye hazır bekler. Bu sırada bardakilerin birkaçı çoktan sertleşmiştir. Dışarıda ay gülümser kuytu köşede bekleyen tecavüzcülerin üzerine... Karanlık örter mezarlıkları ve toprağın altındaki kuru kemikleri... İçerdeyse belirsizlik hakimdir. Kadın kırmızı dudaklarıyla öldürmeye hazır yılan gibi etrafına bakar. Ancak içerdekilerin uzun zaman önce kendi türü tarafından işlerinin bitirildiğini anlaması uzun sürmez... Gece başladığı gibi hızlı biter. Kadın bardan çıkınca gerilim sona erer, tansiyon düşer... Böyledir genellikle cesareti olmayan zavallıların sığınağı... Ölümün altın boynuzunu yemeden önce gülümse... Ellerim kadehtir doldur memelerinle... Göz çukurumda yıka çıplak tenini... Dilimde uyu rahat ve sessiz... Sevişmeden önce duşa giren kadın gibisi yoktur. Kediler asma gölgesinde dinlenirken üzüm salkımı cömertçe eğilir toprağa... Ölüm sadece ölüler için iyidir... Geriye kalanlar çirkinleştirir ölümü... Sonsuzluğa ayrılan bir gemidir ruhum... Bu gemide dirseğiyle penis ölçen kadınlar elleriyle elimi tutan kadınlar ayaklarıyla masaj yapan kadınlar dillerini parmakları gibi kullanan kadınlar tırnaklarını sırtımda bileyenler kalın ayak bilekleri ince bilekler ellerimi bağlayanlar gözlerimi bağlayanlar sırtıma mum suyu dökenler kuyruk sokumunda çukuru olanlar belinden gülümseyen kadınlar dudaklar dudaklar dudaklar çıldırmış gözleriyle gece ter atarken fırtınalı deniz misali sallanırken yatak dudaklarına can yeleği gibi sarıldığım kadınlar öptüğü yerde canlanan hayatı cımbızıyla söken kadınlar çantasını fırlatan öfkeli kadınlar temiz külotlular sırtüstü çöl gibi kuru yatan kadınlar yağmur ormanında yüzüstü uyuyanlar dişlerini bileğime geçirenler sigarasını tenimde söndürenler ve daha niceleri en hanımefendileri ve en aşiftelerini yatakta ayırt etmekte zolanıyorum hala ve bu gemide birlikte yüzüyor çoğu zamanda batıyoruz, unutmadan kaptan hala benim... |