—Mıh’lı Hüzünler Sandalı…Senin gözünden baktım kendime /şaka gibi… Bir rüyanın içerisinde terk-ettin beni, Şimdi seversem (seni)/ öldürürüm-kendimi Elimdeki kırık yürekle sahile yürüyorum… Çivili bir sandalın küreğine yaslanıyorum Ne güzelde fırtınalara çakılıyorum… Güneşin doğuşu-batışı burada yatıyor, Çünkü –mıh’lı hüzünler sandalı hayatı anlatıyor… Yanılmıyorum… Rüyamda sandala çivi çakıyorum Çekici vuruyorum çiviye, sonrada kendime Kırık işte! Burada her şey bir başka yaralı… Yarım kalıyor… İçimdeki her şey gibi işte! Olmuyor… Ne çivi ne de ben, sandala yakışmıyoruz Yaralı bir bedende… Kendime kalıyorum Düşün ki-mevsimlerin en koyu karanlığındasın, Bir o kadar anlamsızsın… Sahil kasabasının kıyısında Kendini arıyorsun; elinde kazma ve önünde toprak! Anla işte! Yolun sonu kendi mezarını kazıyorsun… “zamanından önce biten bir şeyin ardından sadece dua edilir…” Emre onbey |
yüreğine sağlık...
sevgiler...