SON DÖNDÜĞÜM KÖŞE BAŞI
İntihar rıhtımının iki yakasında,
Hayal toplardık denizden, Yağmur kokusunu, kucağımıza alır, Göz yaşlarımızdan çay demlerdik, Çocukluğumuzun en pervasız halleriyle Bütün dünyaya sataşır, Kazandığımız her savaşta, Bir güvercin uçururduk düşlerimizden Kumdan kaleler yerine, ateşten kuleler dikerdik, Göğün göğsüne, Rüzgara karşı yürürdü adımlarımız, Hayaller okşardı gün batımında saçlarımızı… Ruhumuzu uçururduk her gece bir limandan, Sahip olduklarımızın peşine… Ve saklambaç oynardık gördüğümüz her rüyada, Sense aynı masanın altında, Saklanma telaşında, Ölümün taze kokusunda, Son döndüğün köşe başında izini kaybedene dek… Ve şimdi… Şehrin dar sokaklarında Çürümüş insan birikintileri içerisinde Kendi cesedini bulup kaldırabilmek gibi, Seni düşümde, Düşümü zifiri bir gecenin içinde yaşatabilmek… Ve yere düşen çocukluğumu, Yerden kaldırıp, Tekrar sana emanet edebilmek, İnanmadığım masalları, Kendime anlatıp inanmak gibi… Sen gibi hayat şimdi, Yalnız ve iki kişilik bir çocuk gibi, Son köşe başını döndüğümde izimi kendime kaybettirene dek! |