Aşılı Kudret
gülüşün tenimde imza
ve küçük bir bûse mühür olur kurumuş dudağıma nutku tutulmuş bir dileğin sağ bacağıyım üzerimde yırtıkları dikilmiş ay silüeti rengi akan bir yıldızın papuşları gezmekte şehri sokaklarında kayıp desenli iniltiler aydınlığımızdan kopan karanlıkla başlar mücadele yorgun koşuların durgun adımları tarar toprağın sırtını yine bir temmuz yaprağından tek kullanımlık kelimeler dökülür şiirin dilinde sakız özlemin sözleri oysa ; sana sığındığım sana tutunduğum o kadar belli ki kimse ama kimseler alamıyor yerini ne dün ne de gerisi yarım akıldan tamamlanır eksik bildikleri güvertemde biriken yasak damlacıklar karışır bedenine eskimiş yüzlerin silinmiş bakışlarında boy atar gençlik hikâyeleri sanki hiç denenmemiş hiç bir kâğıda yazılmamış gibi ismi kandırılır küçük bir hayâlin , derme çatma kıyılarına bırakılır nefsi rüzgâr alıp götürmese bâri dipsiz dalgalarla boğuşan kulaçlar cansız nefeslere çarpar kumların üzerine çizilirler belli belirsiz bir sûretle arkasından güneş doğar yaşam yeniden aşılanır ölüme sen ! benim aynaya düşen tek resmimsin ve takvim eylül’e ramak kala’da ... 09/07/2012 15;15 eMİNE |