bir palmiya gölgeliğinde çakıl taşlarına sarılmış belkilerim yokluyorum ceplerini paçalarına dolan baharın cemresini uyandırıyor biri kırbacında ezber aralar karanlığın eşiğini
mayalanmış yırtıkları dolmuş bir labirent çıkmazındayım kısa süreli
mavi derinlerini toplarken yüzeyden bir kelâmin fıtratında biriktirir yalnızlığı ayak ucundan doğmaya başlayan güneşin gözünde seyirir cebrî suâlin anahtarı
sıvandım dalga dalga uzandım sırtımın üzerine yosun bağlamış kirpiklerimi doluyor yağmur ellerine boyası akıyor tek kullanımlık gamzelere doluyor katreler
ruhumun çatısında oynaşan gökkuşağı atar hayatın cilâsını artık elâdır bakışlarımın konuşmaz dili
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Usta dizeleri yüreğine çok saran olmuş geldim gördüm ki şiirinizin güzel şairim güne düşmüş geç kalmışlığım da çiçeklerimi bırakmaya geldim ben mısra mısra bir bahçe tutsun sevgiyi hak eden ellerinizi bugünü dünü yarını hep umut olsun gönlünüzün dileklerimle Çok teşekkür ediyorum sevgimle saygımla ...
" yırtıkları dolmuş bir labirent çıkmazındayım kısa süreli" - " dünden çıkartıp yarından topluyorum bugünü "
Son zamanlarimin ahvaline ayna olan siire ve de sairine sonsuz tesekkürler kesklerim yedek olarak dilimde teselli diye kaldikca hayallerim basrol alsa da bir cikmazin icinde oldugu ve günlerin dünlerden cikarildigi hissi hep gözlerimde damla damla...
ruhumun çatısında oynaşan gökkuşağı atar hayatın cilâsını artık elâdır bakışlarımın konuşmaz dili
dünden çıkartıp yarından topluyorum bugünü
k e ş k e . . . k e ş k e g i d e n d u r s a !
keşke giden dönse keşke hiç gitmek olmasa kalmalar olsa ömürlük keşike hep sevsek nefret olmasa ömürlük yalandan yaşadıgımız bu dünya gerçek için merdiven biliyorum ama keşke hep anlaşsak anlaşmazlık olmasa senin beni anladıgın gibi benim anlamam kıt olsada
harikaydı şiir harika az gelir mükemmeldi kelimlerdeki hüzünlü dokunuşlar sevgiler dualarımdasın yağmur saçlı dilber
sıvandım dalga dalga uzandım sırtımın üzerine yosun bağlamış kirpiklerimi doluyor yağmur ellerine boyası akıyor tek kullanımlık gamzelere doluyor katreler ......
Eski üstadların kullandığı bir söz, çok hoşuma gider. Şöyle: Lügâte pehlivanlık olmazmış,diye. O zaman ne yapıyoruz bizde,lügâtı açıp dokunalım sahifelerine, belki bir nebze olsun bize yardımı dokunur.Her zaman olduğu gibi. Cebrî: zor,zor altında Cilâ: parlatma,parlaklık Başlık? Şaire sormak gerek.Biz, bize dokunanı işleyeceğiz naçizane.
…
İlk bölümde,akşam ile gündüz’e aynı anda çağrıda bulunulmuş-sanki-.
Aslında şiirin ilk bölümü bize hiç yabancı gibi durmuyor; çünkü hemen hemen her gün dokunuruz o küçük şeylere; ancak onları başka işleyince de keyif veriyor.Somut gibi her şey,ama bir o kadar soyut. Bu yüzden sadece kavramların dışına bakmamak gerektiğini düşünüyorum,içine girip doyasıya yaşamak iktiza eder…
Zaman dilimi: Fikret Kızılok’a kulak verelim: ‘’Zaman zaman,o zaman’… Ve dağınıklığını almak saçların.Bu ne kutsiyetlik böyle. Güneşe akarken zamanı düşünmek zorundasın, zamanı düşünürken de güneşi.Gözlerimi kapatınca ikisini de görüyorum,ikisini düşünüyorum. Beni düşündüren her şey değerlidir. Şiirlerin yormasını istiyorum beni,ancak o zaman keyif alıyorum şiirlerden.Hep bir şeyleri hatırlatsın,çağrıştırsın hep,hep,hep…
... Bu bölüm kendi içerisinde o kadar bütünlüklü ki. Şiir olarak da.Mesela gölgeler ve karanlık.Gölgeler,karanlığın diğer görünmeyen adıdır. Gölge gibi düştün peşime,gibi söylemleri çok sık duyarız. Aslında karanlığa sesleniyor bir nevi.Ayrıca gölgeler,sadece gündüz olmaz,geceleri,özellikle karanlıkta karşımıza çıkar. Ve daha uzun olur gölgeler.Öyle ki şehri gölgeler sarar karanlığın içinde.
Gölgeler şehri…
Hepsi de zaman’a İŞARET’tir. ‘Eski Hristiyanlarda palmiye, zaferin simgesi olarak kabul edilirdi’ Zafer anıtının altında gölgelenir gibi...Bir bilseler…
…
Şiirdeki kelimelerin birbirileriyle olan uyumunu çok beğendiğimi belirtmek istiyorum. Hiç abartılı durmuyor demir attıkları yerde.Ancak şu da var: dokunsan yıkılır,dağılır türünden bir şiir. Beni sevecekseniz böyle sevin, der gibi bakıyor gözlerimizin içine.
...
Son günlerde okuduğum en iyi şiirlerden bir tanesi oldu.İyi-kötü kavramı görecelidir şüphesiz. Yine de ortak noktalar yok değil hani. Hem başlık olarak hem de başlığın altındaki dizeler keyif verici,yoğun. Dürtüyor insanı bir şeylere.Yazmak istiyorsun hep...
ben senden hızlı davranmış birinci sırayı kapmışım:) ramazan doalyısıyla böyle... şiire gelince; suskunluğun söylediği derin şeyler vardır dil lal olsa da yürek hep ifade eder orada sakladıklarımız o sustuklarımız aslında yaşama bağlayan gerçeklerdir derin izlerin ardında daima boşluklar vardır belkiler keşkeler diyebiliriz bunlara selametle kalasın kardeşim
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.