.....nakışı gibi
Yılların yüzüme attığı çizik
Mecrâsız ırmağın akışı gibi Hatıralar suskun , hayâller ezik Hastanın marazdan bıkışı gibi Er olan firkatta yaparken düğün Dert yoldaşım, çile aşım her öğün İdam hükmü yemiş boynu büküğün Kırılan kaleme bakışı gibi Eski resimlerde ayın on dördü Zaman ağlarını gam ile ördü Kırık bir aynada ansızın gördü Geceye şimşeğin çakışı gibi Lâl oldu lisânım sözlerim yorgun Tükendi hevesim arzular durgun Hevâ dehlizinde yediğim vurgun Cellâdın urganı takışı gibi Boyun kıldan ince ilâhi emre Hüzün sağanağı yağarken ömre Dilerse hazânda düşürür cemre Ebemkuşağının çıkışı gibi Farketmiyor yergi, övgü sevene Sevda lugatında yer yokmuş kine Bazen bir iç çeker daralır sine Mezârın ölüyü sıkışı gibi Ah ettikce yürek bağladı nasır Hicran diyarında günler bir asır Ömrümce kendimden gizlediğim sır Şemin pervâneyi yakışı gibi Buğulu camlara benzer sûretim Hebâ oldu sandım bunca gayretim Bir nazar eyledim arttı hayretim Hasretim gönlümün nakışı gibi Günâhi Ahmet İslamoğlu |
Kutlarım...