İkna
Ayağının sakatlığı nerden bilmiyorum
Dünyanın yükünü sen çektin desem Lekesiz verniğinde Perdelerden kaçan güneş parlar İpek kravatlı salon adamları gibisin Yeter ki rüzgâr değmesin Başlarının bir yanından alıp Diğer yanına yatırdıkları saçlarına Kitapla sigaraya itirazın olmaz seninde Ama yok tahammülün bardağın dolusuna Sakat sehpa, belki kusurun imalattan Belki ayıplı diye satıldın bitpazarından Belkide, alkole vurmuştur kahrından ustan İki sakat bir sağlam etmese de Çocuklarım olacak değil senden Ben dolu bardak koymam üstüne Kül tablasına izin verirsin sende Hem sakatlığına da ihsanda bulunur gibi Takviye etmem ayağını Parçan olmayan hiçbir şeyle Sakat sehpa Bu evde Dünyada Kâinatta Sen bana yakışırsın Ben sana |
Hangimizin evinde ya da üstünde onun bir parçası haline gelmiş herkesçe cansız ama bizce canı olan bir nesne yoktur ki. Belki bir koltuk..bir ayna...bir tespih...bir çanta...bir kül tablası...
Yeniden görüşmek dileği ile.