OYUNUN MASUMLUĞUNDA BIRAKIN ÇOCUKLARI
Bırakın çocukları, gökyüzünün maviliğinde
Uçurtmaları alabildiğince havalansın Renkleri tanısınlar, yağmur sonrası gökkuşağında Siyah nedir bilmesinler Uçan halı, sihirli ayna Masalları dolaşsın dilden dile Türküleri ulaşsın göklere Savaşların gölgesi düşmesin gülüşlerine Bırakın çocukları, güneşin sıcaklığında Hiç üşümesin yürekleri Sevgi dağıtsınlar evrene Soğuk nedir bilmesinler Üşümesin küçücük elleri Boy atıp büyüsünler çınar ağaçları gibi, güçlü ve dimdik ’Gülen ayva, ağlayan nar’ Bereket olsunlar yuvalarda Açlık nedir bilmesinler Bırakın çocukları, gecenin serinliğinde Karanlıktan korkmasınlar Gece sarıp sarmalasın, korusun onları Yıldızlar yoldaşlık etsin Gökyüzünün bahçesinde oynasınlar en güzel oyunları Bulutlar olsun yumuşacık yatakları Sokakları tanımasınlar Bırakın çocukları, ormanın yeşilliğinde Kol kola yaşasınlar hep birlikte Paylaşmayı öğrensinler Gölgesinde ağaçların, kardeşçe bir yaşam kursunlar Çiçekleri, böcekleri tanısınlar Barış içinde yaşasınlar özgür ve mutlu Savaş, yokluğu, yoksulluğu bilmesinler Bırakın çocukları, oyunun masumluğunda Kirlenmesin dünyaları Oyunlarda öğrensinler yarınları kurmayı Hiç bozulmasın yüreklerdeki masumiyet Sevginin, dostluğun tohumları ekilsin Kin, nefret, fitne, tüm kötülükler Yok olsun onların masumluğunda Bırakın çocukları, yüreklerinin güzelliğinde Masalların mutlu sonları olsun yaşadıkları Çekip çıkarmayın düş bahçesinden Acımasız dünyanın çıkmaz sokaklarında kaybolmasınlar Köşe başlarında umut beklesin onları Sevgi tutsun ellerinden Tebessümleriyle aydınlansın yarınlar Bırakalım çocukları en güzel duygular içinde Biz başaramadık mutlu mesut yaşamayı Onlar kursun kardeşlik içinde sevgi dolu, barış dolu bir dünyayı |