2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1328
Okunma

yağmurlu bir günde durakta görsek ilkin.
elinde o vergi iade zarfıyla…
ite kaka doluşsak homurtuyla çalışan halk otobüsüne.
ve yer vermesek
hayatın tüm yükünü eskimiş bir bastonla taşıyan o adama.
belki sadece inerken,
dikkat et baba otomatik kapı çarpmasın desek.
gülümseyerek inse açılan kapıdan zoraki adımlarla.
bir müddet ardından baksak
taki o ve biz şehrin karmaşasında kaybolana dek.
sonra başka bir gün;
sabah ezanlarıyla girdiği ekmek kuyruğundan dönerken görsek
o eskimiş kalın paltosu sırtında.
engel olamasa öldüren öksürüğe
filesindeki ekmeği ulaştıramadan bekleyenlerine
yenik düşse öldüren soğuğa,
öksürüğe ve çileye,
biz yine halk otobüsünde,
yetişme çabasında işlerimize
öyle ya hayat devam ediyor sen olmasan da.
nefesten buğulanmış camları silerek baksak.
göremesek yüzünü.
ve belki açık kalmış gözünü
yüzükoyun asfaltlara kapanmış adamın…
ah vah lar yükselse halk otobüsünün müdavimlerinden,
kim acaba?
Kimi kimsesi yok mu bu adamın?
Ah yazık…
ben cevaplasam soruları içimden.
her zamanki gibi içimden haykırsam
- ben biliyorum kim olduğunu
asfaltlara yıkılıp kalanın
orda cansız yatan bir toplum aslında
yok yok ondanda yakın belki.
evet evet ben biliyorum
asfaltta cansız yatan sen!
sen aslında bensin
yani ölen benim.
tümü sensin duygularımın
hayatımın anlamı sen.
sen aslında içimdeki bensin
çevremden gizlediğim.
sen görünmeyen yanımsın benim.
yani sen
en fukara hayallerin sahibi.
ve sen rüyalarını en taze somunların süslediği
ve yüzünde kahır yüklü bir yaşanım izlerini gizleyen.
hissettirmeden kimsesiz kalmış acılarını kimselere.
yokluğa, aslında var olup da sende olmayana,
yani yoksulluğuna gülümseyen.
yani sen
en hoş sohbetlerin onur konuğu
en sade mutlulukların,
ve en fukara hayallerin sahibi sen
sen aslında bensin
yani biziz
yani sen aslında aynasın yansıtan
ve biz
hani derler ya;
“aynalara küsmüşüz”
bakmıyoruz sana
baksak bile göremiyor,
görsek bile anlayamıyoruz seni
ve anlamlandıramıyoruz tüm bu olup biteni.
22/10/2001 bursa/ Mustafa Tilci
5.0
100% (2)