bi' o kadarlık masumluk
Saçlarım bir o kadar muammaydı gidişlerine
Gudubet yapacak tiplerden değildin Oysa sokağa giremeye çalışan besmelesiz kadınlar Oysaki sonbahar yeni gelmişti gidişlerine Bir bir dökülüyordu sonbaharın en cüzi yapraklarından Ruhani bedenim doymuyordu sonbahar galeyanlarına Uğursuzluklar takvim yapraklarına vuran cinsten Kriz geliyordu tırnaklarımın etten ayrılır türden Geceleri zorlana zorlana sabır etmeye ikna etmekle meşgulleşiyordum oysa Yokluktu bu gecenin savunmasızlığı Oysa ne kadar tatlıydı jartiyer kokulu çorapların Odanın içinde kaldığımız masum o odadaki iki çıplak gergedan Çilingiri çağırmamak elden gelen mühim şeydi Yokluğunda o masum kaldığım gecenin kokusunu burnumun mukusunda saklıydı Kriz geçirmemek elden gelen bir şey değildi. İlla bileklerimden beni bir çivi masumiyetiyle duvara mı çaksınlar? En gafil halim o mu olsun istersin? Bunu akrep bile yelkovan beklemiyordu oysa Çemkirmelerim bir kurt’u bağırtan türdendi. Titremeye çalışan tabuttaki aciz beden, buruk yürek Tek vasiyet vardı benim ellerimden arta kalan şiir mısralarına Batıdan-doğuya yazdığım şiirlerin en ahenkleri bölümleri gururlu okunurken Benden ülkeme arta kalan en metanetli olanı yapmıştım oysa Televizyonlarda ülkeme verdiğim şiirlerimi bir bir okunması Beni mutlu edecek türdendi. Jiletin bedenimi beslediği o up uzun yolun masumluğunda Tek bir şey istiyordum “gelmeni” Beklide söylediğin onca söz kızaran tiplerden bir kaç tanesiydi benimkisi Yol belliydi ve iki dudak arasındaydı sevişmemiz Siktir olup gittin, imkânsızlıklara rağmen ve olanaksızlara rağmen Şehir üzerinde terk edilen adamlara laf eden ucube kadınlar “Mutluluk mu dediniz? İki dudak arasındaydı oysa sadece.” dedim. Kalemim bu güne dek hep dik kaldıysa bu senin sayende değil sensizliğin sayesinde olacaktı Kelimeleri tavan yaptırdığım edebiyat defterimin yapraklarında Sensizliklerle karaladım paragraf başlarına. Yazdığım satırlar aralarında en çok rabbime sığındım Beklide şah damarımdan daha çok yakın olmasıydı bunun sebebi. |