Yaban/cıAyaklarımın altında yükselen kaldırım taşları insan yutan, gecemsi uzun ,ince, dar sokaklar sıcak rüzgar dudaklarımı öper, çatlatır güneş gölgeme küs içimde çöreklenmiş ölüm fısıltıları Kendi resmi tabutuma omuz verir hayallerim uğursuz on üç ama kutsal gecede bilmem ki kaç kişiyle Özgürlük cayır cayır yanar her dilde aynı ağlar anlam anlamı tek kanamalı bir gecedir dilin yitirilir insanlık bir depremle ve sukutsal bedenleşilir çift karakterli kış akşamlarında. Ellerin soğuk gözlerin donuk beklemsiz devrişirilmiş çokça anlamsız kullanılmış acılar bebekler bile kendi ninnilerini söyler o tuhaf, yerlisi oldukları yabanda. "bardakta çay bile üşür" gibi sertleşir hava korkmaz ince parmaklar mutki tütününden. ki kimi zaman kanı bile durdurur yarada en filintası sarılır ellerimin çatlatlığı kıvamında. onulmaz bir cığlığın gölgesinde bilhassa da bugünler için depolanmıştır ciğerler Derin bir nefesle ısınır yürekler. buz kesen ayazda. sarı bir dumanla. yeşeren her ne varsa bu karanlık ülkede keskin bir inatla yanı başımda dallanır umut Bir çocuğun göz yaşından utanır ve büyür Dicleyle yarışarak. oysa umut oysa insan oysa hayat çoktan toğrağa vermiştir bu yaban/cı insanlarla. |