Zer(dali)
aks’in sisin s-özün kuru kuruya orgazmıdır şiir dediğin
simyevi kayısılar kurutuyorum çöl yeli değirmi çir bahçelerinde güle kaftan, şerbete katran giydiriyorum Zer, yayımı ger, oklan bende! nereye gideceğini biliyorum yine bir bahçe günü sular ışık emziriyor seni toprağın çatlak dudağıyla bekliyorum zarların nemleniş takvimi eriğe hazırlanan zerdali mevsimindeyiz gel mandalina çizelim turunç dallarına rüzgarın damarlarında ıslık gibi dolaştım sonbaharın son çeyreğinde tatlarım felç arılardan kalma bal bozumu karanfil söküyor bir çınarın köküne reyhan kokuları ekiyorum ya Zer dalımı bulutuna bağla senle nemlensin gövdem yanılgının kafesinde bukalemun bir kalbin pigment bozukluklarını saklıyorum renklerin hepsi özürlü kırmızı topal, lacivert kör baktığım tuvaller soluyorlar teker teker ey Zer, bana başka bir renk ver! sesimin yufkasında kirpiler yuva(r)lanıyor geceyi avucumda sıkıyor, süreyya’yı damlatıyorum bir fecrin burnuna periyodik cetvelinin ortasında elem element eridim soy aynamı yıkıyorum cama çeviriyorum çerçevesini sırlar dökülüyor içimden adım yok ey Zer! gel, bana bir ver! mç-fhrn-jir |