103 Derece Ateş
Saf? Nedir anlamı bunun?
Cehennemin dilleri Kasvetlidir, kasvetin üçlü Dilleri gibi kasvetli, hırıldar Kapıda şişko Cerebus. Kendi kendisine Yalayarak temizlemekten âciz Babafingosunu, günah, günah. Haykırır çıra. Çıkmaz kokusu Üflenmiş bir mumun! Aşk, aşk, rezil dumanlar dalgalanır Benden İsadora’nın eşarpları gibi, dehşetteyim Bir eşarp takılıp kalacak ve çapa atacak tekere diye. Kendi unsurlarını oluşturur Böyle sarı kurşuni dumanlar. Doğrulmazlar, Fakat boğarak yaşlı ve alçakgönüllü olanı Yuvarlanacak etrafında kürenin, Güçsüz Sera bebeği beşiğinde, Beti benzi atmış orkide Asıyor havada asılı duran bahçesini onun, İblis leopar! Beyaza döndürdü onu radyasyon Ve öldürdü bir saatte. Hiroşima külü ve içine yiyerek alışı gibi Yağlayarak bedenlerini zinacı erkeklerin. Günah. Günah. Sevgilim, bütün gece Yanıp sönmekteyim, kapalı, açık, kapalı, açık. Bir zamparanın öpüşünce ağırlaştı çarşaflar. Üç gün. Üç gece. Limon suyu, tavuk Suyu, su öğürtür beni. Sana ya da bir başkasına aşırı arıyım ben. Bedenin yaralar beni, dünyanın Tanrıyı Yaraladığı gibi. Bir fenerim ben - Japon kağıdından Bir ay başım, dövülmüş altın tenim Sonsuzca hassas ve sonsuzca pahalı. Şoke etmez mi seni ısım. Ve ışığım. Kendi başıma dev bir kamelyayım Kor parıltılı ve gelirim ve giderim, her bir kızartıda. Sanırım yukarı çıkıyorum, Doğrulabilirim sanırım - Sıcak metal boncuklar uçuşur, ve ben, aşk, ben Saf asetilenim Bakireyim Öpüşler, melekler, Hangi anlama geliyorsa işte bu pembeler Hizmet eder bana. Ne sen, ne de O. Ne O, ne de O. (Yaşlı orospu jüponu, özlerim çözülmekte) - Cennete. Sylvia Plath (1932-1963, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |