Kasım’da Mektup
Aşkım, dünya
Birdenbire değişir, değişir rengi. Sokak lambası Ayrılır sabahın dokuzunda sarısalkımın Fare kuyruğu tohum zarları arasından. Kuzey kutbudur Bu küçük siyah Çember, bu esmer gümüş çimenlerle – bebeklerin saçı. Havada bir yeşil vardır, Yumuşak, nefis. Sevgiyle sarmalar beni. Heyecanlı ve sıcağım. Azmanlaşabilirim sanırım, Öyle aptalca mutluyum ki, Wellington çizmelerim Ses çıkarır ve ses çıkarır o güzel kırmızıdan geçerken. Bu benim mülkümdür. Bir günde iki sefer Gezinirim onunla, koklarken Barbar kutsal dikenini Koyu yeşil midyelerini, saf demiri, Ve eski cesetlerden o duvarı. Severim onları. Tarih gibi severim onları. Elmalar altın renkli, Düşünsene bir – Yetmiş ağacım Tutar altın pembesi topları Katı gri ölüm çorbasında, Onların milyonlarca Altın yaprakları metal ve nefessiz. Ey aşk, ey el değmemişlik. Benden başka kimse Yürümez bel yüksekliğindeki ıslaklıkla. Yeri doldurulamaz Altınlar kanar ve derinleşir, Thermopylae’nin ağızlarında. (1962) Sylvia Plath (1932-1963, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |