Mart İçin Hoyrat
Sabah erken kalktım dereler buz
Tanrı bilir ne zaman döner avcılar Kör Süleyman gece gündüz sayıklar Çadırı yıkılsın da bozulsun bağı Kan izlerini sildi götürdü acı kırağı Dolandım durdum uzun yollarda yalınız Severim gözünü şu halime bak Yaramı saran gümüş telli kavak Döner durur göğün dibinde bir yabana Kartal mı desem peşinde bir alıcı kuş Hakkari Oramar yaylası Van gölü Muş Genç ömrüm bir kürt kilimiydi geçti gitti İnsan yüreği pas tutar derdi babam rahmetli Başında bir solgun poşu ayağında çarpana Gözünü severim bir haber salsana Yüreğimden uçan gümüş telli turna Uyudum uyandım bir uzun gece Ay karanlık devir puşt hava dumanlı Sırtımda bir hançer söğüt yaprağı Düşte gördüm dökülmüş odamın beyaz Kireci bahar gelmeden geçip gitmiş yaz Kimse sormaz aç mıyım susuz mu halim nice Gözünü severim sen söyle kiraz Agacından doğan gümüş telli saz Kar üstüne açmış yaz delisiydi Erken öttü gönlümün çapar horozu Korkarım silerler defterden bizi Götürür ayrılığa bir tahtadan at Tarih dokuz yüz seksen gün yirmi üç mart Biri hasret gömleğini bir daha giydi Yüzünü seveyim sarayım belin Koynumda uyan gümüş telli gelin |