Hüzünlü Gurbet
Beynim tipki bir sorular harmani,
Hislerim ölgün, cevaplarim sisli; Gezer dururum yorgun ve avâre... Sarmiş bir bugulu hüzün dört bir yani, Kalbim annemin kalbi gibi hisli; Her hâlim garipligime emâre... Kulaklarimda hep bir gurbet şiiri, Her nagmemde bir poyraz serinligi... Düşüncem "veda" diyor bu yerlere. Ülkemden ayrildigim günden beri, Gömdüm sîneme sevinci, neş’eyi; Hasretim şimdi o mavi günlere... Gurbet yagiyor ufkuma muttasil, Bu semâda hiçbir şimşek çakmiyor; Aysbergler gibi sopsoguk sokaklar... Insan, eşya ve varlik fasil fasil, Irmaklar bize dogru akmiyor... Ihtilâç içinde kalabaliklar. Bu yerde kalbe ilhamlar inmiyor, Kapali kapilari gökler-yerler... Ve madde katiliginda her biri... Burda rûha güzellikler sinmiyor, Tüter gözümde o bizim bahçeler; Nerde o yemyeşil bahar günleri?. Dog ey işik dog gönlümün içinden! Tasayla dolaştigim bu ellerde; Bana rûhumun sırlarını duyur.! Bir ses sun o eski bestelerinden, Şu hüzünlü şafakta perde perde... Açlıkla kıvranan rûhumu doyur..! |