Yanağının Lalesi
Lalesi yanağının geçmişe götürür beni
Gülden tatlı kokan dudağın Ellerine yağmur değse Şiir olur her damlası Bana beni anlatmalı gözlerin Gözlerinin mehtabında kaybolmalıyım Yıldız kayar gibi bakışlarındaki ışıktan Yüreğinden yüreğime inmeli Kalbim kalbine yürümeli Enkaz yığını gelgitlerin aklımda Gül dalı omzuna konmalı kuşlar Gelincik kadar narinken tenin Bu masal seni anlatırken Uykuya dalmalı hayalin Düş ayazlarında Yorgan olurken gecelere Endamını düşleyerek Isınır bu yürek Aşka kanat çırpan kirpiklerin Cennetin adı olur kaşlarına dokunurken Güller bu kadar mı sana benzer sen gülerken Buz tutan zaman dile gelir Saçlarının perçeminde melek yüzün Güz yaprağını andırır Saçlarından düşen bir tel Bir ömre bedel Resmini çizerken rengi değişir denizin Güzelliğine dayanamaz Ne İstanbul ne başka şehir Sevdan bir deniz Ben ona dökülen bir nehir Ayrılık kanlı bir mızrak Sensizlik en acı zehir Hüseyin Özbay |