MEKTEPLİ BİR TÜRKÜ ...!
Güneş topladı sarı kahküllerini,
Bir de o yakan esmerliğini, Ufukta yol alırken, Bir başkaydı, Avlu betonunlarına düşen, akşamın serinliği. Unutulmuş bir kaç sözdü, Dalda yaprak kımıldamazken Gölgeler düşünceli, bir ileri iki geri Kendi adımlarını kovalayan oluyordu. Belki de bir yemekte buluşmanın heyecanı, Sırasını bekleyen bir selamdı, Bahçedeki sedirde yerini almışlığın hazı, Minaredeki ezan sesi, yine akşamın habercisi. Baş yastığa değmeden, Göz uykuya geçmeden Gün boyu yapılanların, muhasebesi. Gelir konar, dilimizin ucuna, Sabahın ilk işi olarak, sıraya girer. Efil efil esiyordu, pencereden Avluda kalan, bölünmüş ekmeğin kokusu Perdelere sinmiş, panjurların gıcırtısı. Yazın başlangıcı, sözün finali bir şiirdi, Şadırvandan, sıçrayan suların ferahlığıyla Aydınlanıyordu, Pazartesi nin hikmeti, Cuma nın bereketi. Günden biriktirip, Geceden artan, şen şakrak muhabbetler, Söze çalınan, sazın tıngırtısı, Hazirana biçilmiş, eylül akşamlarının yıldızı. İki siyah zeytinin katığı, Ne güzeldi, Yeni sabahın başlangıcı. Ocak üstündeki çay, Lafla kaynayıp, suyu tükenmeden, Yeniden buluşyordu, Daha ilk yudumda, Mektepli günlerimden kalma, bir türkü Dolanıyordu dilime. Ağustos, hep zırıl zırıl öterdi, Ateşböcekleriyle. Mevsimiyle kapıya gelen Güz hazırlığıydı, Gönül telini titreten, Fasıldan, son bir gece. Ağaçlar sarı, gönülde bir gözleri sürmeli, Ansızın çıkıp gelmeliydi, Efil efil şiirlerin serinliğine. Havuzdaki kuğuların kanadından düşmeliydi, Mısra mısra, yüzen yaz gecelerini. Bitmeyen bir şiirdir, Bizim iller, Yakamoz doluydu, yaz geceleri, Çocukluk hayallerim, Yastığımın başucunda seriliydi, Dilimin ucunda, mektepli bir türkü Bir de, Boydan boya Dicle Nehri Duruyordu, gözlerimin ferinde.... DİCLE AYYILDIZ |