LA
Yazmanın özgürlüğü
Düşünmenin özgürlüğüyle başlar diye düşünüyorum Düşünmenin özgürlüğü Aklı doğru, özgüven içinde kullanmakla olur diye inanıyorum Aklı doğru kullanmak, Aklın akıllara karşı özgür olmasıyla sağlanır diyorum Aklın önünde engeller var Aklın önündeki en büyük engel ideolojik akıllar Her ideoloji önce kendi aklını yaratıyor Sonra aklıyla sınırlar çiziyor Sınırlar içine girenleri özgürleştiriyor Sınırları insanlara dayatıyor Dünyada, sağ, sol, ırkçı, dinsel ideolojiler Ülkemde Kemalizm ve çıkarcı ilişkiler Kendilerine yarattıkları akıllar ile egemenler İnsanları, kendi kuralarında zıplatıyorlar Oluşturdukları fanusu dayatıyorlar Çağ çağdaşlık adı adlında, aklın akıllara egemenliğini yaşıyor Çağ, bilimsellik, medeniyet adı altında insanları çıkara köle kılıyor Aklımı, bütün akıllardan kurtarmak istiyorum Aklımı, diğer akıllarla eşit kılmak istiyorum Hiçbir akıl, aklımın üzerinde egemen olmamalı Aklım, hiçbir aklın üzerine egemenlik kurmamalı Ben aklımı akıllar karşısında özgürleştirmeliyim Aklım, diğer akılları kendisi karşısında özgürleştirmeli “Sen kim oluyorsun” diye başlayan sorgular olmamalı “Eğer falancayı kabul etmiyorsan” diye söze başlanmamalı Her insan eşit haklarla doğuyor Kendine göre zor şartlarda büyüyor Zaman her insana farklı şeyler öğretiyor Şartlar insanı farklı şekilde eğitiyor Peki, insanın insan üzerine egemenliği nereden çıkıyor? Peki, insanı insanlardan ayıran unsurları kimler neden uyduruyor? İnsanın insan egemenliğine girmesi, putperestlik olarak biliniyor Geçmişte putperestlik, Tanrılaşan insanların egemenliğidir deniliyor Tanrılaşan insanlar, kendi putlarını, atalarının putlarını meydanlara dikiyor Putlarından korkutarak, insanları kendine köle kılıyor Tanrı ve Tanrılar dünyası oluşturarak, insanlara hükmediyor Tanrılığa oynayanlar, Bazen ayı, güneşi, yıldızları, doğayı kendine ortak kılıyor Bazen, Allah’ı, resulleri, geçmişte inananları kendine ortak kılıyor Tek başına, kendine özgüven içinde Tanrılığa oynayan pek yok Tanrılık yolunda, insanın ürettiği tanrı adayları çok La diye başlayan din, insan egemenliğine karşı çıkıyor Yalancı, çıkarlara göre üretilmiş Tanrıları yıkıyor İnsanın güçlüsü Tanrılığa oynamayı çok seviyor Tanrıya inandım dese de, inanıyorum derken Tanrılaşıyor İlkelerini, yasalarını, düzenini değişmez, ilelebet sayıyor Silahlarla, yasalarla, Tanrılığını, ilkelerini, düzenini koruyor Kendisinin ve atalarının putlarıyla meydanları dolduruyor Artık bütün akıllar, Tanrıya, Tanrılara boyun eğmek zorunda Değilse, Tanrıların yolu her türlü şekilde insanlara dayatılmakta Her ideolojinin Tanrısı, Tanrıları var İdeolojilere inananların akılları Tanrılarına zıplıyor Solun, Sağın, Ateizmin, Laikliğin, Irkçılığın Tanrıları var Kendilerine göre değişmez, değiştirilemez ilkeleri var İnsanlar üzerine çağdaşlık diye dayatılan yasaları var Akıl özgürleşmek isterse ne yapacak? Aklını dayatılan Tanrılardan nasıl kurtaracak? Her ideolojiye inanmış mümin, aklını Tanrısının sunağına adamış Tanrısının, ilkelerinde, yasalarında, sunağında kendini özgür sanmış Zaman akıp gidiyor Ve insanlar Tanrılarına doğuyor Milliyetçi, muhafazakâr, solcu, ateist kapitalist fark etmiyor Her biri büyüdükçe aklını, Tanrısına kurban ediyor Kiminin Tanrısı, şeyh, âlim, ulama, yatırlar Kiminin Tanrısı, aydın, çağdaş, filozof, tarihsel kahramanlar Her biri Tanrısının huzuruna çıkarak ibadetini yapıyor Tanrısına ibadet ederken, kendini özgür zannedip, huzur buluyor La, aklımın üzerinde aklın olmadığına inanıyorum La, aklımın üzerine Allah’tan başka Tanrı kabul etmiyorum La, aklımı hiçbir akla, bilerek veya bilmeyerek dayatmıyorum La, insanın insana kulluğuna (köleliğine) hayır diyorum |