Bir Dilim Ayrılık İster misiniz?
Aşkın elleri küçüktü,,tutamadık masalımızı
Tıpkı kalplerimiz üzerine verdiğimiz sözler gibi Yağmur gibi özlenir olduk,kapatamadık ruhumuzdaki çatlaklarımızı Yerlere saçıldı ayrılık tohumları,bedenlerimiz taşlanır gibi Vakit gece korkusu,saatlerimiz yalnızlık adımları Sessizce ilerliyoruz bilmediğimiz,yüklü oyunlarımızla Gerçek bozuyor oyunumuzu,yakamıza yapışıyor yalan kuralları İçimizle konuşuyoruz unuttuğumuz,nidaların repliğiyle Azalıyoruz gün be gün,gözyaşı damlalarına siniyoruz Düşüyoruz ayaklarımıza,sayfalar dolusu solgun halimizle Takatimiz yok,boş koltuklu sevda sinemamıza çöküyoruz Ceplerimizde aşk kırınıtısı,yetinmeyen tomar safirimizle Bir dilim aşk oturuyor yanımıza,alaycı maskesiyle Hayattan çalıyor bizi,biz hayatı onda dinlerken Çalıyor işte akustik salonunu,kan kırmızı hasetiyle Kıskanıyor sevmelerimizi,yaşamak için bizi seçerken Arkasına bakmadan gidiyor,gözlerimizi saklayıp Sancısı başlıyor,çekerken canlarımızı boğazımızdan Son bir kez sarılmadan,büyüttüğümüz çocuğa anlatamayıp Sola yalpalanıyor acımızın gafleti,birbirimize dokunmadan Çıkıp gitti işte,çıkarıp varlığını ömrümüzden Kuşanıp şeytanı sırtına,yanacağını,yanacağımızı umursamadan Koyup gitti gönül terkedilişte,kovulduk sırça köşkünden Uzanıp kadehini yudumladı,içtiği zaferinde boğulmadan Ziya Karakoyun |
Sancısı başlıyor,çekerken canlarımızı boğazımızdan
Son bir kez sarılmadan,büyüttüğümüz çocuğa anlatamayıp
Sola yalpalanıyor acımızın gafleti,birbirimize dokunmadan
içimi burktu bir dejavu yaşatan bu mısralar.
Tebrikler kelamınız dam olsun.