kül rengi akşamlarçıplak dallara tünemiş serçe kanadı kırık uçamıyor ay esmer bulutlarda çırpınıp siyah tozunu silkeliyor meçhul zamanları adımlıyorum kırık düşler gözlerimden avuçlarıma dökülürken anılar içimde can veriyor rüzgâr poyrazdan esiyor sessizliğin ardından kırlangıç fırtınası kopuyor teşrin yağmurları teşrik-i mesaisini yapıyor sana dair bende kalan yüzük parmağımdaki iz ve dudaklarımdaki tuz eriyip akıyor yalnızlığın elleri buz karanlık bakışlı kent ağlıyor gölgene tutunup ardına düşüyorum sevda yollarından seller akıyor bağ bozumuna teslim oluyor mevsim kimsesiz ağaç son yaprağını döküyor suyu çekiliyor sessiz tepkisiz dalları budanıyor puslu bir ömre hazin bir şekilde veda ederken bir zalimin elinde çıra oluyor yanan yüreğin kokusu genizlere doluyor külleri havaya savrulurken akşamlar duman rengini giyiyor… Saba35 |
yüzük parmağımdaki iz
ve dudaklarımdaki tuz
eriyip akıyor
yalnızlığın elleri buz
karanlık bakışlı kent ağlıyo
tıpkı bir puzzle parçalarını bir araya getirip güzel bir desende buluşmak gibi güzeldi...
keyifliydi ve anlamlıydı kutlarım...