beş çayıkuş olsam diyorum bazı geceler devrilmiş ülkelere öykünür müydü kanatlarım ısınmış tüylerimle mi okşardım güzel alnını ya hangi kafes avuçların kadar cehennem olurdu kuş olsam diyorum yedi süslü bir kuş seyretsem geceyle bir kayboluşunu masamız fincanda çay keten bezi ve yorgunluk bir de ya eli elime değerse korkusu umursuz konulardan dem vuruyoruz -intihar içe dönüş müdür yoksa tümden dışa dönüş mü -o son anın fizyolojideki adı mıdır mutluluk -mutlulukla pişmanlığın ölümcül harmanında -bir fincan daha çay -teşekkürler -cevizli kurabiyeyi severdin sen -eskiden -peki ya şimdi -... ya şimdi söylesem ve bu bir intihar olsa neden seni böylece sevdiğimi oysa umursuz konulardan söz etmeliyiz ve bir tutam memleket meselesi sen çocuk ürkekliğiyle uzatsan fincanımı ben ürkek çocukluğumla öylece kalsam kim bilir belki ellerine değer ellerim(iz) ben yine de bir kuş olsam diyorum yumurtasız kuluçkalar unutulmuş göç yolları biraz daha konuşsak umursuz konulardan -insan iki kişiyken yalnız olur mu -olur elbet / buna düpedüz mutluluk diyorlar -öldürmek kişi zamirlerindeki ayrılığı sen uzakta bir adasın turunçtan uçuyorum göç yolları unutulmuş bahara ya şimdi söylesem ve bu bir cinayet olsa bir tek seninleyken yalnız olduğumu Cemil KURT |
tekrar okurken gözümün önüne bir tablo çizdi şiir
işte bu olabiliyorsa, basarılıdır o kalem
günün şiiridir.
Veya siirin günü:)