Kent kırgını bakışlar gömdüm sahne aralığınaBu rol benim; Ne kadar kırgın olsam da Gün soluklu yüzlerin mabedine Aklı selim kavgalar iliştireceğim Evvel ahir ömrünüze… Yangımındı! Sinekli dağın zilhası Kaç ılgına tutuştum Sokağın başından geçerken Bu döşü karalı ekmekler Yine küflü zeytine gebe Bandır babam Bandır… Yarım asırdır! Kent seni kovalar Silüetine aykırıdır tenin Avuçların aykırı Memelerin aykırı Kaytanlığın makbul Çünkü kuzum; Bu kent Maganda çırası gece El ayak çekilince gör Dönen çirkef sanatını Can çekişiyor… Tavında döveceksin ihaneti Bir sinek gibi… Ne zaman! Göverirse bir kızçenin Damarı arı da biter Baharı da… Bu oğlanlar tömbeki saydırır Eskidendi saygı selam/kelam Şimdi marizine sayıyorlar Kent kırığı andavallar… Mirim! Bu sahne erik eziği Eski jönler bardak oldu Şimdi ekran boyalı meşin Döndürüp dur işin yoksa Kanalları… Kent kırgını bakışlar bulmak ne mümkün Sahte evladiyelikler arasında… |
Selamlar Ali Bey,
Sitemin, kahrın yürek buran hüzzamıydı resmen.Hayatta en zor şey insanı tanımak malesef.Çoğu zaman hepimizin içinden geçen, geçse de en insan yanımızla yine de boşluğuna kudretten bahşedilen o yüce sevgiyle yama edilen bir gerçeğe parmak basmışsınız. Her zamanki gibi özge anlatımı ve duruşuyla mükemmel bir eser daha okudum yetkin kaleminizden.
Tebrik ederim.Saygılarımla.