BAHARDA Kİ YAMA
bir bahar akşamına dair anlatılan en güzel hikayeler
ya çocukluk günleridir ya da bir masal aşkı. çok az insan kederi ve hüznü yakıştırır bahara , yakışmaz da aslında. pırıl pırıl yeni bir elbisede eski bir kumaştan yapılmış bir yama gibi durur baharın üzerin de hüzün. yeşillenen ağaçların yapraklarına dokunursun yârin ipek telden yapılmış saçları düşer usunun bir kısmına. papatyalara bakarsın ,sıcacık bir gülümseyişi düşürür dudaklarına çünkü öyle gülüyordur yârin sana. rengarenk kır çiçeklerinin saldığı koku çalınır burnuna yârin teninin kokusunu hissedersin taaa iliklerine kadar. bir kuşun kanat çırpışında onun sesinin yankısı vardır kulaklarında. gün ışığı vurmuş suya bakarsın, bir çift göz görürsün suyun üzerin de gözlerinde ki belirsiz közü ateşleyiverir sen farkına bile varmadan, yârinin ışıl ışıl bakan gözleridir aslında. yürürsün sağda solda cıvıltılar eşliğin de bir ara mutlu olursun , için ısınır , bahar sana zannedersin. alevlenir unuttuğunu düşündüğün düşlerin, düşlerin izinden yürümek , yakalamak istersin. gün kaçar dağların ardına , evin yolun da bir türkü dolanır diline mırıldanırsın sessizce. gece olur , el ayak çekilir bir sigara ve kahve elin de serin bahar akşamına teslim olursun çiçekli balkonun da. son dumanı çeker içine , son yudumunu alırsın kahveden ve farkına varırsın işte yine kendi sessizliğin de kendinlesindir ve o güzel elbisede ki eski kumaştan yama aslında istemesen de sensindir… seslendirme de mplerin yapımını yapan canım kankimm DE_SOULMATE çok teşekkür ederim , iyi ki varsın... |
bir bahar akşamına dair anlatılan en güzel hikayeler
ya çocukluk günleridir
ya da bir masal aşkı.
çok az insan kederi ve hüznü yakıştırır bahara ,
yakışmaz da aslında.
pırıl pırıl yeni bir elbisede
eski bir kumaştan yapılmış bir yama gibi durur
baharın üzerin de hüzün.
yeşillenen ağaçların yapraklarına dokunursun
yârin ipek telden yapılmış saçları düşer usunun bir kısmına.
papatyalara bakarsın ,sıcacuk bir gülümseyişi düşürür dudaklarına
çünkü öyle gülüyordur yârin sana.
rengarenk kır çiçeklerinin saldığı koku çalınır burnuna
yârin teninin kokusunu hissedersin taaa iliklerine kadar.
bir kuşun kanat çırpışında onun sesinin yankısı vardır kulaklarında.
gün ışığı vurmuş suya bakarsın,
bir çift göz görürsün suyun üzerin de
gözlerinde ki belirsiz közü ateşleyiverir sen farkına bile varmadan,
yârinin ışıl ışıl bakan gözleridir aslında.
yürürsün sağda solda cıvıltılar eşliğin de
bir ara mutlu olursun , için ısınır , bahar sana zannedersin.
alevlenir unuttuğunu düşündüğün düşlerin,
düşlerin izinden yürümek , yakalamak istersin.
gün kaçar dağların ardına , evin yolun da bir türkü dolanır diline
mırıldanırsın sessizce.
gece olur , el ayak çekilir
bir sigara ve kahve elin de serin bahar akşamına teslim olursun
çiçekli balkonun da.
son dumanı çeker içine , son yudumunu alırsın kahveden
ve farkına varırsıni
işte yine kendi sessizliğin de kendinlesindir
ve o güzel elbisede ki eski kumaştan yama
aslında istemesen de sensindir…
Şiiriniz güzeldi, kutluyorum şairini Yunus diyarından selamlar.