)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-408-)(-)(-)(
************************************************************************
BU GÜNKÜ KONUĞUM,DENİZLİ’NİN EGE’NİN GURURU DEĞERLİ ABİM,DEĞERLİ HEMŞEHRİM OZAN NİHAT. ONU SAYFAMDA KONUK ETMEK AYRI BİR ONUR. ************************************************************************* Olmayınca Gönül tek başına dosta gidilmez Bir mürşid-i kamil yar olmayınca Dostun bahçesinde seyran edilmez Elinden tutacak pir olmayınca Sırlar alemine uçamazsın sen Şeytan’ın elinden kaçamazsın sen Mana gözlerini açamazsın sen Şu nefsin gözleri kör olmayınca Zikirin tadını veremezsen dile Kalbinin pasını dil neyle sile Çabalama varamazsın menzile Ruh nefsin elinden hür olmayınca Mevla diler ise nasip alınır Emirle yel çıkar otlar salınır Hayrın güzelliği nerden bilinir Karşısında çirkin şer olmayınca Nihat bu dünyaya heves edersin Gafilsen el güler sen yas edersin Hakkın pazarında iflas edersin Manadan sermayen kar olmayınca ********************** Ozan Nihat ********************** 14 Ekim 1950 yılında Denizli İlinin, Acıpayam İlçesi’nin (sonradan belde olan) Gölcük köyünde doğdu. Asıl adı Nihat Sönmez’dir. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Acıpayam’da tamamladı. Yaklaşık 17 yaşında bağlama çalmaya başladı. Aynı dönemlerde şiirle de ilgilenmesine karşın, geleneği ve doğaçlamaya ilişkin becerisini ise 1977 yılında karşılaştığı Aşık Reyhani’nin etkisiyle geliştirdi. Ancak tam olarak bir ustası bulunmaktadır. Yaklaşık 18 yaşından itibaren sahneye çıkan Ozan Nihat, başta 1973 yılında yerleştiği Almanya olmak üzere Avrupa’nın öteki ülkelerinde de birçok konsere, şenliğe ve etkinliğe katıldı. İlk dönem şiirlerinde Mahmutoğlu mahlasını kullanmasına karşın, sonraları kendi adında karar kılan Ozan Nihat’ın şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda yayınlandı. Ozan Nihat Türkiye ve Türkiye dışında katıldığı yarışmalarda birincilikler de olmak üzere birçok ödül aldı. 1987 yılında yeniden Türkiye’ye yerleşen Ozan Nihat, eserlerinin bir bölümünü toparladığı 6 adet albüm hazırladı. ************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-408-)(-)(-)( Yarını garanti görüp sevinme Hakkına sadık kul er olmayınca Nefsine yenilip sakın övünme Resulüne ümmet, yar olmayınca Kul olan istemez sarayı, köşkü Eren meclisinde yapar hep meşki Saf saf bakar yüze ne bilir aşkı Gönlünde sevdaya yer olmayınca Ömrü geçmiş ise bir gözün yasta Görmezmiş o yüzden olurmuş hasta Gönülden bakması gerekir dosta Görür mü hiç o göz fer olmayınca Has niyetin karşılığı alınır O sebeple aradığın bulunur Emeğin helali nasıl bilinir O işte bir gayret ter olmayınca Neyzen’in elinde inler imiş ney Ne para, ne pul, ne paşa, ne bey Râb izin verirse olur her bir şey Yaratmak mümkün mü var olmayınca Ki, onda avazı bulamazdık biz Şakırken de bir haz alamazdık biz Gülü sevdiğini bilemezdik biz Bülbülde bir figan zâr olmayınca Hâk aşıklarında eksilmezmiş hâr Zikreder Mevlâ’yı hem cura,hem saz Lüzumsuz bilinmez kimde neler var Yüzünde aydınlık nur olmayınca Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |