Adımlarım
Bu gün hayatımın kaçıncı günü?
Hesaplamak biraz zor, birazda uzun sürer. Kafama takmıyorum. Yine şehrin içinde adımlarımı takip ediyorum. Garip bi his mi var içimde seni bulacağıma dair? Hayır.. Yine o anlamsız saçma sapan ömrümün, saçma sapan gününde, anlamsız akşam üstlerinden birini yaşıyorum. İşten çıktım yine herzamanki gibi eve uğramadım. Nereye gittiğimin farkında değilim, umrumdada değil zaten. Biraz dolaşır evimin yolunu bulur adımlarım. Bi çocukl bahçesi var önümde, huzuru bulmak için en anlamlı yer bana göre. Çocukları izleyebileceğim bi banka oturdum. Nasılda mutlular.. Hiç bi şey umurlarında değil sanki, hayatın anlamsızlığının ve acımasızlığının farkında değiller daha. Dizlerimin yarası iyileşmeden salıncakta sallanan çocukluğum duruyor karşımda. Düşer, kalkar avuçlarım ve dizlerimden kan akar, ağlardım.. Sonra sen kaydırakları tüm oyun parkını bırakır yanıma koşardın. Minicik avuçların yüzüme değdiğinde anlardım, güvendeyim. Sen yanımdasın. Susardım yüzünü görünce, gözlerin dolu dolu bana bakardın. Otururduk beraber parkın yanı başındaki çimenlerin üstüne. Kanıyan yaralarıma nefesini üfler ’acımıyo artık değil mi? ’ diye sorardın. Konuşamazdım her seferinde ilk sorduğunda. Başımı hep iki yana sallardım. Gülümserdin ben hep bu şekilde yapınca. Anlıyacaksın diye ödüm kopardı her seferinde.. En zor anlarımın kurtarıcısıydı her zaman Kiraz. Nereden geldiğini anlamadan koşar gelirdi her zaman havlayarak. Dizlerimdeki yaralarımı yalardı. Beraber gülüşmeye başlardık. Kirazıda alır, el ele tutuşup evimizin olduğu sokağa koşardık. İkimizde henüz altı yaşındaydık.. Bi gün uyandım. Dışarda bağırışmalar vardı. Üzerinde mavi lambaları olan bi araba seni yatağa yatırıp mahalleden aldı. Aşağı koştum. Seni alan araba çoktan uzaklaşmıştı. Bütün komşular hala yolun ortasında bir şeye bakıyorlardı. Bacaklarını yavaşça iterek önlere doğru ilerledim. Bi arabanın önünde kiraz yerdeydi ve senin ayakkabıların. O na baktım, her tarafı kanıyordu. Yanına yaklaştım, başını minicik avuşlarımla okşadım acısı geçsin diye yaralarına üfledim. Ama o kalkmadı ve hiç havlamadı. Beni izledi sadece, sonra gözleri yavaş yavaş kapandı. Bu kirazı ve seni son kez gördüğüm zamandı. Belki gelirsin diye her gün camın önünde bekledim. Parka her gidişimde dizlerim ve avuçları yine kanardı. Etrafa bakar, belki sen yada kiraz gelirsiniz diye avazım çıktığı kadar ağlardım. Siz o günden sonra hiç gelmediniz. Bende gelmeyeceğinizi öğrendikten sonra bidaha hiç salıncağa binmedim. Ve hayallerimin Küçük Prensesi; Ben senden başkasını, Hiç bi zaman Sevmedim.. 15.03.2012 04:01 Burhan Karaca |
çok içtendı selamlar