Okuduğunuz şiir 3.4.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
mustafa_doğan
Elçi
Münacat dilekçeme lâl şiirler bağladım, Yaşlı kaldırımların nemli ışıklarında. Mısralarım iç çekti ben sessizce ağladım, Aklımın kör düğümlü zorlu başlıklarında.
Gizli saklı ne varsa sırala şimdi elçi, Umuda aç kapımı arala şimdi elçi. Halimden birkaç satır karala şimdi elçi, Aklımın kör düğümlü zorlu başlıklarında.
Huzurunda bin pişman secde secde döküldüm, Yüreğimden geçeni bilse de her anıyla. Yüzümde mahcubiyet kapısında büküldüm, Şu karmaşık dünyanın sırlı imtihanıyla.
Viran hanemim taşı düşerken yaprak yaprak, Ömrümün denizine demir attı son durak. Ebediyet düşümü kökten savurdu toprak, Şu karmaşık dünyanın sırlı imtihanıyla.
Ilık ılık döşüme yol bulup aktığında, İki damla bir ömrün semeresi kârıdır. Avuçlarım gizlice, yüzüme baktığında, Benim yakarışım ki; ellerimin ârıdır.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Elçi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Elçi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevgili şairim. güzel yüreklerin gürültüsü bile insana bir başa haz verir. birde böylesi derin dizelerle işlenmiş bir emeğin verdiği hazzı tarif edemem. defalarca okudum. ve okumaya devam edeceğim. yüreğine sağlık dostum.
Duana amin,diyerek başlayayım gönlü güzel kardeşim.. Sen ki ' Aziz' şiiri şairisin.. serbest şiirde hiçkimsede görülmeyen farklı bir uslubun ve derinliğn sahibi olan kaleminden o kadar güzel hece şiirleri okuduk ki..ilk hece denemelerinde az çok fikir teatisinde bulunurduk..bu son ödüllü hece şiirini de daha önce değerlendirme imkanını bulmuştum..sen hakikaten şairlik çıtasını her daim yükseltenlerdensin.. serbest tarzda zirve şiirlerle yetinmeyip hece de de kendini kabul ettiren bir kalem olmayı başardın..bu sadece çalışmakla olabilecek bir şey değil...
Cevahir kadrini cevher furuşan olmayan bilmezmiş..Rabbim o cevheri vermiş özüne.. hece yazabilmek elbet sürekli hece yazanların tekelinde değil,kaldı ki sen,ben gibi hece yazmaya çalışan birçok kalemden daha mahirsin kardeşim...
Güne gelen birçok şiirinden belki de yarısı hece şiiri..Hele o her yönüyle hakikaten güzel ötesi olan Efendimiz'e sevdayı zirve hassasiyet ve gönülle anlattığın ve benim derinliğinde kaybolduğum 'Aziz' şiirin yok mu..1500 e yakın şairin katıldığı ve Türkiye'nin en önemli şairlerinin jüri üyeliği yaptığı çok önemli bir yarışmada sen çok anlamlı bir ödül aldın..Rabbim emeğini ve gönlünün samimiyetini zayi etmedi..ve sen serbest şiir şairiyken birçok usta hececinin alamadığı bir ödülü aldın belki de..kalemine ben gibi dostlarının gıpta ettiğini bilesin..ki kardeşler arasında sadece gıpta olabilir...
Bu şiirin samimiyeti çok hoşuma gitti..ismen naatı çağrıştırsa da elçi Rabbe edilen duanın adı..Divan edebiyatında birçok mazmunun kullanılması (kaşa hilal,kirpiğe ok,ağza gonca denilmesi)gibi sen de yakarışının adına elçi demişsin..aynı zamanda çok da güzel bir teşbih olmuş...
Şiirin kafiyelenişinde Mustafa Doğan özgünlüğü var..belki buna bir ad koyarsında kardeşim litaratürümüze yeni bir kayiye şekli sokmuş olursun..ki bu tarz güzelliklere ihtiyacımız var diye düşünüyorum...
Şiir yazan,şiir soluklayan ve şiir gibi yaşayan kardeşim.. Rabbim kalem ve gönül güzelliğini ebedi eylesin...
Mürsel Emre DOĞAN tarafından 4/4/2012 11:46:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yine Kâinatın Efendisi konulu Mustafa Doğan şiiri ve yine güne gelen bir şiir.
Doğrusu yazıp yazmamak konusunda tereddüt ettiğimi itiraf etmeliyim. ( daha önce böyle bir tecrübem olmuştu ) Ne hikmetse bazen söylediklerimin yanlış anlaşılması ve yanlış tefsir edilmesi bu aralar biraz arttığından dolayı sözlerimi daha dikkatli seçmeye gayret ediyorum. Bu nedenle şiirin içeriğine, mısra tekniğine ve kavramların yerine oturup oturmadığına ilişkin yorum yapmayacağım.
Edebiyat Defteri’nin anasayfası en çok dikkat çeken yer, güne gelen şiirleri de en çok okunanlar olduğu konusunda sanıyorum bir düşünce farkı taşımıyoruz. Elbette anasayfaya taşınan şiirlerin “ o günün en güzel şiirleri olması gibi bir zorunluluğun olmadığı ve muhtelif kıstaslara göre seçilebildiği zaten yönetimce duyurulmuş olduğunu ve böyle olduğunu biliyoruz. Fakat buraya taşınan şiirin bir çok yönü tartışmaya açık olsa bile temel kıstaslar adına tartışılmayacak olması gerekir.
Meselâ, bir hece şiirinde hece ve kafiye hatası olmamalıdır! Eğer hece ve kafiye hatalı şiirleri buraya taşınırsa o hatalara cevaz vermiş hatta meşrulaştırmış oluruz ki; hecenin olmazsa olmazları ortadan kalkar ve ehil olmayanların ictihadları kendini gösterir!
Bu şiirin hece ve kafiye hatası yok elbette. Ama bir başka konu var. O da kafiye yapısının ( örgüsünün ) aynı olmaması. Eğer iki kıt’a iki kıtâ olarak ayrı ayrı yazılmış ve dört şiir olarak sunulsaydı hiçbir sorun olmayacaktı. Fakat tek şiir olarak sunulan bu şiir çapraz kafiye olarak ( abab) başlıyor ve ikinci kıt’ada önce cccb şekline ( ayakları nakarat hâliyle), üçüncü kıt’ada yine ilk kıt’adaki gibi çapraz ama dördüncü kıt’ada ikinci kıt’a hüviyetine bürünüp bu şekilde devam ediyor…
Ayaklar ( son mısralar) anlamında ne çapraz ne değil, ne ayaklı ne değil. Kafiye anlamında ne çapraz ne değil, ne koşma tarzı ne değil.
“ - Bu şiirin kafiye örgüsü nedir? “ Diye soran birine edebî literatürümüze girmiş böyle bir kafiye örgüsünün olduğunu söyleyebilecek biri var mı bilmiyorum. Ben görmedim. Belki sekizer mısralık bendler halinde tasarlansa oturtabileceğim uygun zeminler olabilirdi.
Elbette her arkadaşımız muhtelif tarzlar deneyebilir ve denenmeli de. Özellikle Güllük grubu başta olmak üzere Sabiha Hanımın ve diğer bazı arkadaşların farklı açılım, bakış ve yorumlarını da dikkatle ve heyecanla izliyoruz. Ama seçki kurulunun, en azından makul bir kabul görecek seviyeye ulaşana kadar, artısı ve eksisiyle irdelenip incelenmeden hece modeli olarak bu tür şiirleri buraya taşımasının bir risk olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor.
Bu şiiri ben hece şiiri olarak değerlendiremiyorum. Umuyorum ki seçki kurulu da öyle düşünmüştür.
Öncelikle bir teşekkür borucum var size onu itiraf etmem gerek.lakin siz Aziz isimli şiirime öyle bir yorum yapmamış olsaydınız..belki de o şiir böyle revize görmeyecekti. Şu an Ümraniye belediyesinin düzenlemiş olduğu naat konulu şiir yarışmasında ödül (mansiyon) almayacaktı.. Bunun için teşekkür ederim. Fikirleriniz bilgi ve birikiminizi paylaşımınız takdirle karşılıyorum.
Bu şiir ise sizin de söylediğiniz gibi bir naat şiir değil en azından ben öyle düşünerek yazmadım.elçi benim duamdır.Yaratıcıya giden.sunulan öyle düşünürsek taşlarda biraz daha oturur sanıyorum ..
Aslında bu şiirdeki en önemli sıkıntı. Bana göre aynı şiiri hem hece hem de serbest şiir olarak yazama çalışmamdır. Bu yüzdendir ki aynı satırları kullanmaya gayret ettim..belki bu şiiri sekteye uğratmış olabilir.. Aynı satırlar derken bu diğer elçi şiirini kastediyorum… Şiir bilgi ve birikiminizi biliyorum yorumunuz elbette fayda sağlayacaktır siz kabul edersiniz veya etmezsiniz bilmem ama ben hece şiiri olarak yazdım..
Sayfama ziyaret ve özenli yorumunuza teşekkür ederim Var olun..
Şiiriniz,seslendirişiniz ve seçtiğiniz fon müziği öyle güzelleştirmiş ki içinizden geçenleri.Diyecek söz bulamadım. Yürekten kutluyorum.Kaleminiz kırılmasın,yürek sesiniz hiç susmasın dilerim!!!
Siirlerinizi okumaktan, dinlemekten hep haz aldim. bu da cok güzeldi, günün siiri olmasi da süpriz degil. Yürekten kutluyorum, basarilariniz daim olsun,
Dehşet! Yakışır güzel yürekli hocama, bu kadar güzel ifade edilir duygular ancak, Dilerim asla sönmez kaleminizdeki sancak! Canı gönülden kutluyor, saygılar sunuyorm hocam. Telden girdiğimden sesi dinleyemedım. Inşallah dinleme fırsatım olur. Selametle.
Sesli yorumu dinledim hocam harika bu da...
Sesinize, yüreğinize sağlık çok güzel bir yorumdu.
SAYGILARIMLA.
Serhat ERTAŞ tarafından 4/4/2012 3:13:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Tebrik ve saygılarımla.