KUSURİ'nin ÖLÜMÜ
İnsan kendi yıkımını seçemiyor
Bu yıkım bizi seçti Kusuri Deşildi çıban Yayıldı bizim de mükemmeliyetimize İlim irinleşirken Onların burnunda hala sefahatin kokusu Kusuri yokla burnunu Yoksa bizim duyularımız mı defolu İstemlerimiz Her gün bıkkınlığa uzanan yeni bir damarı yarıyor Yaşamak bize biçilen kaskatı bir rolken Ve biz bu rolün hakkını iyi kötü veriyorken Yetmiyor Kusuri yetmiyor Dublörlüğe soyunuyoruz bazen Benim yerime sen ölüyorsun misal Daha sonra kendi yerine de öleceksin Ve biz böyle böyle öğrenirken kıyım dilini Asla bilemeyeceğiz bir başkası için de dirilmeyi Ama şanslısın Kusuri şanslı İki defa göreceksin Tanrı’yı Ve o zaman anlayacaksın kusur yalnız gözlerinin değil Bak bana Kimi zaman bir sağırdan daha sağır Bir körden daha kör Bir laldan daha lal Bir ölüden daha ölü olabiliyorum Kusuri Duyamıyorum Göremiyorum Konuşamıyor ve Sevemiyorum yani Kulaklarım, gözlerim, ağzım… Hepsi kalbimdi Kalbim hadım edildi kusuri Kalbim hadım adildi Deme ki bana “beynin var” Siyah bir film çekilmiş ona da Bazı bazı sen bile anlayamıyorsun beni Kafatasımın içi Hiroşima Binlerce sakat, ölü düşünce Bana “yeni bir tohum ek; arada bir uğrar ben sularım ” deme Bunca karartının içinde hangi tohum eskisi gibi yeşerebilir söyle Biliyor musun yine de arzuluyorum Kusuri Ama biz fazlayız Eksilmeliyiz Başkalarının kusurlarıyla kusursuz olunmaz Kusuri Kusurluyuz ve daha da eksilmeliyiz Misal eksilmeden arzu duyamayız bir kadına ya da bir adama Savaşa ya da barışa Ölüme ve yaşama Anlayacağın İkimizden biri gitmeli Kusuri Öyle çok karışmışız ki birbirimize Ama birimiz yaşamak diğerimiz ölmek istiyorsa Ya da birimiz ölüyken diğerimiz hala yaşadığına inanıyorsa Ölmeden söyle hele Bu kusur hangimizde? fhrn-mç-jir |
Saygılarımla.....