Kim öle, kim kalaDüşünsene ne çok emek vermiştik bu sevgiye, En masumane duygularımızdı paylaştıklarımız seninle, Hani olur ya, belki kayıp zamanların telafisi olur sandım… Gel gör ki gene yandım, gene yanıldım... Bir çoban ateşi yakıp sahilde, yakamozları izleyecek, Ehlikeyif yengeçlere gülecektik ve etrafımızda uçuşan Ateşböceklerini koruyacaktık, kavrulmasınlar diye ateşten… Sen çalı çırpı toplayacaktın etraftan Ben ellerimi ısıtacaktım alazlarda, Belki hafifçe yanacaktı ellerim ama ne gam, Gülümseyecektik her göz göze geldikçe... Sevgimizi gözlerimiz anlatacaktı birbirine… Hayal bu ya; Uzatsaydın ellerini, mesela... Tutmaz mıydım,? Sevdiğini söylesen... Duymaz mıydım? Hep yanımda kal desen... Kalmaz mıydım? Olmadı işte bak, olmayınca olmuyor demek… Şimdi ben geç kalış nedenlerimizi sıralayacağım, Sen, henüz geç kalmamış olduğumuzu söyleyeceksin, Ama içimde patlayan volkanları, gel de bana sor, Hatırlamıyorum ki ne zaman düşmüştü yüreğime bu kor Yaktıkça alevleri, vurur gözlerime damla damla Bana nefes almak lüks olur, senin tebessümün karaborsa… Bu geç kalınmış yaşamların hikayesinde, Kavuşmak..? Belki bir başka bahara, ona da çok var daha, Eğer kısmet olacaksa, bekleriz tüm baharları ama Kim öle, kim kala… Hatice Ak/14/02/2012 |
yüreğinize sağlık, sygılarımla..