GRİ CADIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazen şehirlerin ayağımızın altında olduğunu sanırız,peki ya şehir bizi ayaklarının altına aldıysa...
Sarmaşıklarını sarar el gibi yapışır gırtlağına,
Girdap gibi bu kent içine girdin mi çıkamazsın. Çokta güzel süsler kendini, Sanarsın dostlukları bir ömür,sevdaları bambaşka. Bir zaman sonra anlarsın b’aşk’entin, Zehrini paslı şırıngadan damarlarına saldığında Gri bir cadı olduğunu. Gitmek mi istiyorsun? Diye sorar önce, Ayazını ruhuna üfleyerek. Alacağı cevabı bilir gri cadı, İnandıklarınla vurur seni sırtından. Umutların vardır ya hani Söker alır aklından. Anadan üryan çırılçıplak yetim bir bebek gibi, Kentsizliğe iter seni. Kalırsın ortada sonra yüzüne bakar şunu der Ankara; S*KTİR GİT! Kırmızı kaldırımlarında kalsın izim. Bu sefer kendimden gidişim, Saçlarımada öyle yakıştı ki ef/kar İşte şimdi bedelini ödedim. Tam da istediğin gibi Meydanında ipimi çektim. Suna A. GÜLSOY |
Saygılar...........