Z/AMANSIZŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna
rağmen hala yalnızsan,için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir ise yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o bahaneler bulmaya hazırdır.Hani ağzınla kus tutsan "Bu kusun kanadı neden beyaz değil?"diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. ANONİM
Endişelenme!...
kırık z/amansızlığın güncesi bahanem değil! o gece vazgeçtim kapına vurmaktan... zaten bir tek kapına değebilmiş ellerim... görmeyeceksin beni... sadece ne zaman susar dilim ona emin değilim... belki bahar geldiğinde ilk papatya başverdiğinde cılız bedeniyle belki... ki bahar kanlısıdır toprağımın... İzlerini süpürüyorum artık iç sokaklarımdan çalı süpürgesiyle yüreğime batıra batıra kanıyor sanki... avcumdaki kızıllık da ne ? .... Ay kuytusunda saklıyor beni puşt geceden esirger gibi ayın bile vicdanı var bakma sen... nereye kayboldu ki insandaki bilmiyorum... hem sırası değil sonra... .... Bu gece uyurken şehir/ kundaklasam diyorum içimden... bir uyusa köpekleri fahişeleri pezevenkleri ve katilleri!!! yakacağım topunu yemin olsun... bir gece uyuyun be uyuyun ahdım olsun! kendi çığlığımdan sağırlaştı kulaklarım... bir kez daha savuruyorum küfrü ana avrat! (sana değil gözümün feri sana değil) bu gece kendimi kundaklamalı küf kokuyor sokak araları boşalsa sağnak... .... Üç vakte kadar dedi garip görünümlü gay tarotçu... üç vakte kadar... .... Puşili bir genç geçiyor önümden... gözleri alev parçası... boynumu yokluyorum usulca... ilk seyyara gidip yenisini almalı... anarşist sayılıyor bugünlerde boynuna takan... ne gam!... .... Yine oradalar işte... Galatasaray’ın önünde... yine ak yazmalarının üzerinde al kurdelalı... bugün günlerden ’Cumartesi Anaları’ ne çok acı saçıyor yorgun bakışları ne de yılgın bakıyorlar direnirken... gözlerimden tanıyorlar beni yer açıyorlar... ’Ateş düştüğü yeri yakıyor’ biliyorum... neresine sığdırayım içimin kaçmışken böyle ayarı neresinde saklayayım ben bu asırlık sancıları! Seni ben oğul gibi de sevmişim demek... Ondan gözlerimin aynı bakışı... .... Üçüncü sınıf bir meyhaneye dalmalı sırtlan bakışlarına rağmen umursamaz bir iki tek atmalı! sarhoş da olunmuyor sıfatına tükürdüğüm şehirde... bu sokakları seninle keşfedecektim yeniden... ondan mı sen kokmuyor kaldırımları? burnumda nem kokusu/gittiğin günden kalma... naftalinli bir yer biliyorum ama! sırası değil şimdi... bankta tünemenin... .... Halepçeye ağıt yazmak istedim bugün elma kokulu... bilen bilir/sen de bilirsin elbet... önce elma kokusuna gitti çocuklar... küle döndü bir avuç bedenleri... yeşermeden kurudular! bu kaçıncı cinayettir topluca olsun! bu kaçıncı felâkettir hep çocukları vursun! barut kokuyor ellerim! bir de sen... bari sen... böyle amansız yarama vurma! .... Senden içre sen olurum dedim bir vakit kirpiğime gece değdi... katrana döndüm o vakit... .... Cemreler düştü dedi annem geçen... artık daha az yakarız gazı... -bahar yeniden doğumdur/diril sen de..- aslında en çok anneler biliyor çözemediğimiz gizi... bu yıl newroza gitmeyeceğim... dedim içimden... -bitmez ömrümün kışı- ... baharı atlayıp ömürden... Dersim’de geçirmeli yazı... .... Kim demiş spermsiz doğurulmaz diye boy boy çocuklarımız oldu... sancıdan gebere gebere... üstelik bedenim değdiğin kadar bakire sana mum ışığında kan içirirken söyleyecektim yeri geldi madem müjde! ayarsızın yine gebe... eli yüzü düzgün bir ayrılık doğurdum ne mutlu bize! .... S.G Seçki kuruluna ve zaman ayıran tüm şiir emekçilerine katkılarından dolayı teşekkür ederim... (Bu da sonun sonu olsun! ) |
tan 1919 tarafından 5/15/2012 11:59:13 AM zamanında düzenlenmiştir.