BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 29
elleriyle duvarları yokladı
en uygun yer olduğuna inandığı bir duvara sırtını dayadı kırık kaburgalarının acısı canını yaksa da unutup uyumaya çalıştı ağzının içi kurumuştu boğazı yanıyordu canı nasıl da su içmek istiyordu başka bir arzunuz var mı, Seyit efendi, diyerek kendisiyle eğlendi birazdan kebap ta isterim dersen şaşırmam yarına kadar bu susuzluğa dayanmalıyım yarın bir yolunu bulup suya doymalıyım sevgili işkencecilerinden istersin vermezlerse bayılmış numarası yaparsın ayıltmak için kovayla su dökecekler üzerine işte o zaman içebildiğin kadar içersin, diyerek kendinin kurduğu bu fantezilere güldü balcı’nın oğlu Seyit öğretmen zaman kavramını yitirdi kendisi bilmiyordu ama tam beş günden bu yana işkencecilerin elindeydi aynı direnç ve kararlılıkla konuşmuyor susuyordu ve bu suskunluğu da işkencecileri kudurtuyordu böylece yapılan işkencenin dozu her gün biraz daha artırılıyordu sorulan bilinmek istenen ve yapılanlar hep aynıydı arkadaşların kimler nasıl haberleşiyorsun örgütün yöneticileri kimler şu cinayeti kiminle işledin şuraya neden bomba attın gibi suçlamaları kabul ettirmek için hırçınlaşan işkenceciler sorgudakilerin gururuyla oynamak kişiliklerini zedelemek ve etkisizleştirmek için her türlü çirkin emellerini sorgulananlar üzerinde uyguluyordu cop sokmak üzerlerine işemek insan dışkısı yedirmek pisliğe yatırılmak sıradan şeylerdi aradan birkaç gün daha geçti ve Seyit gözleri kapalı sorgulanırken ve daha başka sorgulananlar da bazen onun olduğu yere bazen yan tarafta seslerini duyabileceği yere getiriliyordu neler neler duydu kulaklarıyla teslimiyetçiler korkaklar muhbirler iş birlikçiler ve yok yere işkence görenler ve kendisi gibi sır vermeyip direnenler nice örgütlü devrimciler kaçıncı gündeydi bilmiyordu artık uyuşmuştu vücudu bir takım darbeleri hissetmiyordu işkencecilerden biri çıldırıp çileden çıktı Seyit’in bu suskunluğundan bıkmıştı kendi aralarında konuştular Seyit, gözleri kapalı olduğu için onları göremiyor ama dinliyordu ne yapacaksın onunla, dedi birisi tok sesli olan devrem, bu orospu çocuğu konuşmayacak dilini koparıp alacağım hiç olmasa dilsiz olunca konuşamıyor diye ben de boş yere çıldırmayacağım doğru söylüyorsun, dedi diğeri tok sesli olan elindeki şeyle Seyit’in önünde durdu elindekiyle sesler çıkardı bir makas veya bir ustura olabilirdi elini Seyit’in çenesine atıp ağzını açmaya çalıştı Seyit çenesini sıkıca kapattı diğeri de yardıma geldi Seyit’in arkasından dolanıp alnından tutup arkaya bastırdı diğeri de yine çenesine bastırıp ağzını açmaya çalıştı koyduğumun komünisti şu çeneye bak, açılmıyor, dedi burnunu kapat dedi ötekine burnu kapanınca mecburen nefes almak için ağzını açacaktır o zaman sallarım usturayı diğeri denileni yaptı nefessiz kalan Seyit mecburen ağzını açtı tam o anda sorgu odasının kapısı açıldı Seyit sesleri duyuyordu işkenceciler Seyit’i bırakıp durdular merhaba amirim, dedi birisi amir ne yapıyorsunuz ulan, dedi bunca zamandır konuşturamadınız mı sorguluyoruz amirim, dedi tok sesli olan o elindeki nedir ustura amirim ne alaka ne yapıyordun onunla amirim, konuşmuyor orospu çocuğu ben de işe yaramayan dilini kesecektim amir sesini yükseltti yuh, yuh yani, dedi adamın diri diri dilini mi kesecektiniz ulan baksanıza zaten adamı ne hale getirmişsiniz ölmekten beter etmişsiniz çıkın, çıkın gözüm görmesin sizi çıkın dışarıya ikisi de dışarı çıkıp demir kapıyı kapattı amir Seyit’le baş başa kaldı yumuşak bir ses tonuyla Seyit kardeşim fazla zamanım yok benim bu orospu çocukları her an girebilirler içeri kısa ve öz konuşacağım sana yapılanlara dayanamayıp içeri girdim şimdi devir asker devri bizler de korkuyoruz ve kendimizi belli etmiyoruz ben Varto’luyum eski POL-DER’liyim okuduk amir olduk ama askere karşı gelip ses çıkaramıyoruz üstelik etrafımız muhbir dolu kimin ne olduğunu bilemiyoruz ki konuşmazsan eğer bu orospu çocukları seni öldürürler hiç olmasa bir iki sorduklarına cevap ver yalandan uyduruk bir iki isim söyle adam falan öldürmedim ama bir iki bombalama eylemine katıldım falan de ve kurtul buradan şimdi çıkıyorum ki benden şüphelenmesinler Burhan benim adım bir şey olursa onlara söyle seni bana getirsinler dediğim gibi at birkaç yalan kurtul buradan yoksa sağ çıkarmazlar bana inan ben şimdi çıkıyorum sana kötü şeyler yapmasınlar diye arada bir habersizce buraya geleceğim, diyerek çıkıp gitti demir kapının sesi duyuldu az sonra iki işkenceci yeniden işe koyuldu DEVAM EDECEK... |